NEDİR BU DÜŞMANLIK?

     Bilindiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de yaptığı yemin törenine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu katılmadı. Üstelik CHP’nin bazı milletvekilleri Meclisi sabote etmeye kalktı, Meclis başkanına anayasa ve içtüzük kitapçığını fırlatarak terör estirdi. Sayın Bahçeli yemin törenine grubuyla birlikte katılma ve nezaketini ve olgunluğunu gösterdi. Doksan kadar dünya devletinin üst düzey temsilcileriyle katıldığı Çankaya köşkündeki devir- teslim törenine muhalefet liderlerinin hiç biri katılmadı.

    Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenine ve ardından verilen resepsiyona da iştirak etmediler. Bu dış dünyaya karşı iyi bir görüntü değil.

    Anlaşılan Sayın Erdoğan’ın zaferini muhalefet liderleri kabullenemedi. Halbuki halkın yarısından çoğunun oyunu alan bir lidere saygı o halka saygı demektir. Halkın iradesine saygı duymayan bir parti liderinin demokrasiye inandığı söylenebilir mi? Seçim sonuçlarına saygı duymak demokratik olgunluğun gereğidir.

    On beş kadar cumhurbaşkanı ta uzak ülkelerden gelip devir-teslim törenine katılabiliyor, kendi ülkemizin parti liderleri bu nezaketi gösteremiyor. Nedir bu inat, nedir bu düşmanlık, nedir bu hazımsızlık?

    Siyasetçinin karnı geniş olmalı, siyasetçi ülkenin menfaati için rakiplerinin elini sıkabilmeli, ağır eleştirel sözler seçim meydanlarında kalmalı.  İstiklal savaşında zaferin arkasından Yunan başkumandanı Venizelos’un elini sıkmıştır Atatürk. Malazgirt savaşının ardından esir olan Romendiojen’in elini sıkmıştır Sultan Alparsalan. Soruyorum, Sayın Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun namusuna mı el uzattı, babasını mı öldürdü? Liderler birbirinin elini sıkmazsa, bir araya gelme nezaketini göstermezse, o liderin ardındaki halkın kardeşliğinden, birliğinden nasıl söz edebiliriz? Liderleri küs olan bir halk nasıl birbirinin elini sıkar, birlikte yaşar, birbirinin davetine nasıl icabet eder?

    Evet, muhalefet liderleri bu halka çok kötü örnek oluyorlar. Yaptıkları bu halkın değerlerine hakarettir, bu halka saygısızlıktır. Bu halka adeta şöyle mesaj veriyorlar: “Siz de bizim gibi birbirinizle konuşmayın, birlikte olmayın, ellerinizi sıkmayın, birbirinizi sevmeyin, birbirinizin davetine icabet etmeyin, birbirinize düşman olun”. Yazık ama ne kadar yazık! Bu halk bunu hak etmedi. Demokrasilerde hazmetmek vardır, affetmek vardır, hoşgörü vardır, yenilgiyi, kaybetmeyi kabullenme vardır. Demokrasilerde halkın görüşüne saygı vardır.

    Evet, meydanlarda liderlerin ağzından çıkan kelimeleri dağdaki çoban bile kullanmaz. İsimlerin başında zikredilen ‘sayın’ kavramı bile unutuldu. Türk’ün Türk’ten başka dostu yok diyorduk, yanılmışız, Türk’ün Türk’ten başka düşmanı yokmuş.

    Beyler, yırtınsanız da, sevmeseniz de, davetlerine gitmeseniz de, bu halk Sayın Tayyip Erdoğan’ı yüzde elli iki oyla cumhurbaşkanı yapmıştır. Tarihte hiç bir lidere nasip olmayan sevgiyi ve teveccühü O’na göstermiştir. Bükemediğiniz eli öpeceksiniz, başka çareniz yoktur. Bizim kültürümüzde “ülül’emre (devlet başkanına) itaat” vardır.


Yazarın Diğer Yazıları