Tarım İşçisi Sıkıntısı Yaşanacak

Bir ülkenin eğitim politikası belirlenirken o ülkenin maddi ve manevi ihtiyaçları dikkate alınır. Eğitimden amaç, sadece okur-yazar yapmak ve insanlara diploma kazandırmak değil, aynı zamanda eğitimin amacı sanayinin, tarımın ve ekonominin ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanlar yetiştirmek ve nitelikli işgücünü artırmaktır. Bu kısmı, eğitimin maddi amacıdır. Eğitimin bir amacı da; ahlaklı, edepli, helali- haramı bilen, milli ve manevi değerlerine bağlı, tarihinden ilham alan ve milletin geleceği için güven veren nesiller yetiştirmektir.
     Evet, bugün yüz yıllarımıza projektör tutan bir eğitim planlamamız olmalıdır. Bakanlar değiştikçe değişen müfredat yerine, çağın gereklerine, ülken ihtiyaçlarına ve atalarımızın bize bıraktığı kültürel mirasa uygun bir müfredat politikasını geliştirmeliyiz.
    İlköğretimin ikinci kademeleri ve devamındaki liseler, ülkenin ihtiyaçları ve yukarıda saydığımız milli hedefler doğrultusunda eğitim veremiyor. İşgücü piyasası dikkate alınmadan açılan genel liseler ve üniversite bölümleri her gün işsizler ordusuna eleman yetiştirmeye devam ediyor. Birçok Fen- Edebiyat mezunu ve Eğitim Fakültesi mezunu öğretmen adayı bugün inşaatlarda çalışıyor veya asgari ücretle karnını doyuruyor. Binlerce genel lise mezunu genç, işsiz -aşsız geziyor, temizlikçi ve güvenlikçi olmak için taşeron şirketlerin peşinde koşuyor. Öbür taraftan da işverenlerimiz ve sanayicilerimiz boy boy işçi ilanları vermektedir. Ortada yanlış giden bir meslek eğitimi vardır.
    Biliyoruz ki Ak Parti hükümeti eğitimde büyük atılımlar yaptı, temel eğitimi on iki yıla çıkardı. Bütçeden en büyük payı eğitime ayırdı. Halk Eğitim Müdürlükleri yaygın eğitime daha çok eğildi, belediyeler daha çok meslek eğitim kursları açtı. Derslik sayısı kat kat arttı, üniversite sayısı yüz yetmişin üzerine çıktı. Taşımalı eğitimle en ücra köylere kadar lise eğitimi yayıldı, kız çocukları eğitime katıldı.   
     Eğitim politikamızda zayıf kaldığımız hususa gelince, meslek lisesi ve genel lise dengesi tam olarak kurulamadı. Bu denge, Batı ülkelerinde, yüzde yetmiş meslek lisesi, yüzde otuz genel lise olarak kurulmuştur. Meslek liselerine teşvik edici politikalar geliştirilemedi. Meslek liselerindeki öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesi ve çeşidi, sanayicinin, tarımcının ve ekonominin ihtiyaç duyduğu şekilde planlanamadı. Meslek liselerinde sanayi ile işbirliği yapılarak pratik (uygulamalı) meslek eğitimi istenilen kalitede verilemiyor. Dolayısıyla meslek lisesi mezunları sanayicinin ihtiyacına cevap veremiyor. Örnek olarak, hayvancılık sektöründe büyük bir çoban açığı var. Meslek liselerinde çoban ve tarım işçisi yetiştirme bölümleri yok.
     Zorunlu temel eğitimin on iki yıla çıkmasıyla şimdiden tarım işçisi sıkıntısı başlamıştır. Liseyi bitiren bir genç kız, bundan böyle fındık ve zeytin toplama, pancar çapası yapma, fasulye ve mercimek yolma işlerinde çalışmak istemeyecektir. Maaşlı çalışmak, memuriyete girmek veya güvenlikçi olmak isteyecektir.
     Evet, Çumra çiftçisinin ihtiyaç duyduğu işçiler bugün için Adana’dan ve Güneydoğu bölgemizden geliyor ve ailece çadırlarda kalıyorlar. Çumra ve çevresindeki kadın tarım işçileri (çapacılar) ihtiyaca cevap vermiyor. Kızlarımız lise eğitimi aldığı için eline çapa almak istemiyor. İlerideki yıllarda GAP tamamlanıp Harran ovası tam kapasite ile sulu tarıma geçtiği zaman o bölgenin işçileri Konya’ya gelmeyecektir. Konya çiftçisi, özelde Çumra tarımı zora girecektir.
    O halde ne yapılmalı? Tarım işçiliği özendirilmeli, liselerimizde tarım işçisi yetiştiren bölümler açılmalıdır. Tarım işçileri de sigorta kapsamına alınmalı, tarım işçisinin sigortası devlet tarafından ödenmelidir. Tarımda çalışan gezici işçilerin çocuklarının eğitimi çadırlara en yakın yerleşim merkezinde verilmelidir. Meslek liselerine daha zeki ve kabiliyetli öğrencilerin devam etmesi için imam hatip okullarında olduğu gibi, ilköğretimin ikinci kademesinden meslek eğitimi başlatılmalı, iş garantili özel meslek liseleri açılmalı, bu okulları açan özel sektöre daha fazla teşvikler verilmelidir. İmam- hatip okulları müfredatı yeniden gözden geçirilmeli, bir kısmının meslek dersleri azaltılarak genel lise düzeyinde müsbet eğitim verilmeli, üniversitelerin diğer bölümlerine de bu öğrencilerin gitmesinin önü açılmalıdır. Çünkü sadece üniversite sınav şartlarını eşitlemek yetmiyor, müfredat da fen dersleriyle takviye edilmelidir.
     Hasılı ilköğretimden üniversiteye kadar yeni bir eğitim planlaması yapılmalı, zorunlu lise eğitimi esnetilerek Kur’an kursları ve hafızlık eğitimi yeniden canlandırılmalıdır. Yani üniversite sınavlarına katılmasalar bile, hafızlık ve çıraklık eğitimi de zorunlu lise eğitiminden sayılmalıdır. Hafızlar Diyanette görev alırken, çıraklık eğitimiyle de sanayi bölgelerine erken eleman yetiştirilmelidir. Liseden sonra çıraklık eğitimi uygun değildir.


Yazarın Diğer Yazıları