TRT Ve Ana Ocağı

 

 Son yıllarda Devlet televizyonu TRT çok güzel programlara ve dizilere imza atıyor. Seyirciyi ekranlara kilitliyor, her sınıf, her kesim her günün her saatinde TRT'de izleyecek bir dizi, bir program, bir konuşma bulabiliyor.

      Özellikle TRT ‘deki kültürel ve tarihi diziler dikkatleri çekiyor. Örnek olarak Diriliş- Ertuğrul Gazi dizisi gerçek tarihimizi anlatıyor. İnsanımız ve gençliğimiz, bu tür diziler ve programlar sayesinde geçmişini tanıyor, kültürünün ve geleneklerinin farkına varıyor, geçmişle gelecek arasında köprüler kuruyor. Uzun yıllar modern kültürün, batı özentisinin etkisinde bırakılan gençlik, geçmişinden soğutulmuş ve değerlerinden uzak kalmış, adeta asimile olmuş, geçmişe ait ne varsa reddeder olmuştur. Zararın neresinden dönersek kardır. Burada TRT gibi kurumlarımıza büyük görev düşüyor.

 Şahsen “Ömür Dediğin” isimli program gibi yaşlı insanlarımızın hatıralarının anlatıldığı programları çokça izlerim. Aynı programın benzeri KONTEV’de de vardır. O seksenlik ihtiyar amcaların hayat hikâyelerini izledikçe, babamın, dedemin günlerine giderim, yaşanan yokluk ve kıtlık günlerini hissederim ve şükretmeyi öğrenirim.

   Geçen gün TRT1’de yeni başlayan yarışma formatında bir dizi izledim.  Adı “Ana Ocağı”. Sanırım Karadeniz bölgemizde bir dağ köyünde, üç annenin kontrolünde ve eğitiminde, şehirde büyümüş dört genç kızımıza bir hafta boyunca köy hayatının güzellikleri, zorlukları, gelenek ve göreneklerimiz öğretiliyor, yaşatılıyor. En iyi öğrenen, en iyi uyum sağlayan bir kızımıza hafta sonunda dört adet bilezik ödül olarak veriliyor. Her hafta yeni kızlarımız seçiliyor ve eğitiliyor. Ekranlarda izleyenler de ayını eğitimi almış oluyor.

  Üç annemizden birisi hayvan bakımından, süt sağımından ve bahçe işlerinden sorumlu. Bu işleri dört kızımıza gönüllü ve tatlı bir yaklaşımla o öğretiyor, sabahın beşinde kızlarımızı kaldırıyor, kahvaltı yaptırıyor,  hayvanlara bakmaya ve süt sağmaya götürüyor, hayvanları yaydırıyor, tatlı bir üslupla kızlarımızı motive ediyor, uyarılarını yapıyor ve sevdirerek zorluklara katlanmasını sağlıyor. Yemekten ve mutfaktan sorumlu annemiz de kızlarımıza yemek kültürümüzü tanıtıyor, tavuk temizlemeyi, et pişirmeyi, temiz ve hijyen olmayı öğretiyor. Mutfak sorumlusu annemiz tam bir Osmanlı kadını, tam bir hanım anne. Konuşmalarıyla, ağırlığıyla, nasihatleriyle tüm kadınlarımıza öğretmen ve örnek oluyor. Üçüncü annemiz evin düzeninden, temizliğinden, eşyaların düzenli konulmasından, çamaşırların yıkanıp ütelenmesinden sorumlu. Kızlarımıza ev kadınlığının, köy kadınlığının tüm incelikleri öğretiliyor. Hayvan bakımından, dağdan odun toplamasından  külle esvap yıkamasına kadar tüm köy yaşamı öğretiliyor, tanıtılıyor ve yaşatılıyor. Hem geleneklerimiz canlı tutuluyor, hem de gençlerimize organik ürünlerle beslenme, şükür, sabır ve ev hanımlığının güzellikleri kazandırılıyor.  Bu programı çok sevdim. Gençliğimizin eğitimi adına ne kadar isabetli olduğunu gördüm. İlgili ve yetkilileri kutluyorum. Program yapımcılarını ve görev alan annelerimizi ayrıca kutluyorum. Bu tür programların devamını diliyorum.

    Maalesef evlilik adayı genç kızlarımız el bebek gül bebek büyütülüyor, okullarda zaman geçirdikleri için mutfak kültüründen uzak yetişiyorlar.  Bir yumurta kırmasını bilmeyen kızlarımız var. Programda gördük ki, hayatında koyunun sağıldığını görmemiş, sütün nasıl üretildiğini bilmeyen kızlarımız var. Bizim değerlerimizde kadının öncellikli görevi çocuk eğitimi, ev temizliği ve yemek yapmak. Anadolu kadını evin düzeninden, temizliğinden, yemeğinden, çocukların bakımı ve eğitiminden birinci derecede sorumludur. Büyüklerimiz, “Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al. Dişi kuş yapar yuvayı” demişlerdir. İşte bunları maalesef okullarımız öğretmiyor, çocuklarını kreşlere emanet eden ve çalışan annelerimiz de öğretemiyor. Bu geleneklerimiz ve güzelliklerimiz, ev kadınlığı, köy kadınlığı, doğal yaşam, bizzat yaşayarak aile içinde öğrenilir. İşte TRT’mizde başlayan “Ana Ocağı” isimli dizi program bu ihtiyacı kısmen karşılayacak, genç kızlarımıza, hatta genç annelerimize mektep olacaktır. Bu tür programların uzun ömürlü ve diğer özel kanallara örnek olması dileğiyle.


Yazarın Diğer Yazıları