YEŞİL ÇUMRA YEŞİL KALMALI

       Çumra ovası ülkemizin sulanır sayılı ovalarından birisidir. Kan damlasa can biten topraklara sahiptir. Bu topraklar gözümüz gibi korunmalı, yeni su kaynakları bulunmalı, mevcut su kaynakları israf edilmemeli, verimli tarım toprakları imara açılmamalı, betona dönüşmemeli, evlerin arka bahçeleri yeşil kalmaya devam etmeli.       Çumra bölgesi, tarih öncesinde deniz zemini olduğu için alüvyon topraklardan ve kireç taşlarından oluşan bir ova. Alüvyon toprağın yer yer bir- iki metre, yer yer otuz santim altı kireç ve kil tabakadan oluşuyor. Dolayısıyla kökleri kireç tabakaya değen ağaçlar kurumaya başlıyor ve belli meyve ağaçları çok uzun yaşamıyor Çumra'da. Ledin, çınar, karaağaç, dişbudak, akasya ve dut ağaçları  kireçli ve çoraklı topraklarda yaşayabiliyor. Hızlı tren yolu yapılırken tren yolu güzergahında ve bir dönem bardakçı mahallesinde yüz yıllık akasya ve dişbudak ağaçları maalesef kesildi, Çumra bu tarihi ağaçların gölgesinden mahrum kaldı. Yerlerine dikilen çam türü ağaçlar çok gelişemedi, bu toprağı sevmedi.         Evet, belediye başkanlarımız ağaç konusunda daha bilinçli olmalı ve bilimsel verilerle çalışmalı, Çumra toprağının ve ikliminin sevdiği ağaçları dikmelidir. Bazı parkları ve caddelerin kenarlarını süsleyen çınar ve ıhlamur ağaçları isabetli olmuştur. Çam türü ağaçlar hem kaldırımları yürünmez hale getirmiş, hem de çok gelişememişlerdir. Kurumalar çok fazladır.        
Bardakçı mahallemizde Çumra'nın kurulduğu yıllarda dikilen, birçok cadde ve sokaklarımızı süsleyen diş budak ağaçları bugün yok. Büyüklerimizin kurt- kuş yesin diye Cami avlularına, yol boylana ve evlerimizin önlerine, avlularna diktikleri o güzel dut ağaçları da katledildi. Gerekçe olarak da, yapraklarının ve meyvelerinin çevreyi kirlettiği ve köklerinin su borularına zarar verdiği gösterildi.  Evet, dut, yaprağını en geç döken ve susuzluğa daha çok dayanan ağaç türüdür. Çumra'nın kireçli ve killi toprağına çok uyumludur. Dut ağacına kuşlar konar ve besin ihtiyacını karşılar. Geniş yaprakları tozları ve gürültüyü emer. Aynı şekilde çınar ağaçları da Çumra'yı sevmiştir ve uzun ömürlüdür. Dut ve çınarların yaprakları bile çay olarak kaynatılıp içilirse kireşleme gibi hastalıklar için şifa kaynağıdır.          Evet, Çumra bölgesinde sular kırk- elli metre kadar derinlere inmiştir. Ağaçların suya ihtiyacı vardır. Belediyemiz ya sokak başlarına derin kuyular kazıp ağaçları sulamak için mahallenin hizmetine sunmalı, ya da tankerle su hizmeti vermelidir. Arıtılmış içme sularımız ağaç sulamasında kullanılmamalı, gerekirse çatıdan akan yağmur suları depolarda biriktirilip sulamada kullanılmalı veya foseptik suları arıtılıp tarımda, p ark ve bahçe sulamalarında kullanılmalı.  Birçok arsanın içinde derin kuyu olmadığı için meyve ağaçları ve asmalar kurumaya terk edilmiş ve evlerin arkasındaki o verimli topraklar ekilemez olmuş, yeşillikten mahrum kalmıştır. Son yıllarda su kıtlığı yüzünden yeşil Çumra sarı Çumra'ya dönmüştür. Yeniden yeşillendirme projelerine ihtiyaç vardır. En azından ağaçlarımız yeşil kalmalı, belediyemiz daha ucuz sulama hizmeti vermelidir.

Yazarın Diğer Yazıları