Yine Eğitim Meselesi

Geçmişte on yıl kadar Kur’an Kursu öğreticiliği yapmış bir eğitimci olarak eğitim konusuyla hep ilgilendim, zaman zaman kalem oynattım, siyasetçilere hatırlatmada bulundum. Neslimize daha güzel, daha kaliteli, daha şuurlu bir eğitimi veya din eğitimini nasılı verebiliriz, eğitimde aksayan yönler nerelerdedir? sorularına cevap aradım, üzerinde düşündüm, zaman zaman gazete köşelerinde gördüğüm yanlışları, yapılması gerekenleri dile getirdim, fikirlerimi paylaştım. Önemine binaen konuyu bir kez daha açmak istiyorum.
 Evet, önce sekiz yıllık kesintisiz eğitime, sonra on iki yıllık zorunlu ama kademeli eğitime hazırlıksız başladık, kervan yolda düzülür anlayışıyla yola çıktık. Altyapıyı da büyük ölçüde yaptık, fiziki altyapıda, derslik ve öğretmen sayısında başarılı olduk, ideale yaklaştık. Bugün az sayıda okulda ikili öğretim yapılıyor. İkamet ettiğim Çumra bölgesinde bir tek imam-hatip ortaokulunda ikili öğretim devam ediyor, o da önümüzdeki öğretim yılında sona erecek.
    Fatih projesi de büyük ölçüde başarıldı. Kadrolu öğretmen açığımız da çok değil, iki- üç yıl içinde kalan boşluk da doldurulur. Benim üzerinde duracağım konu, içerik ve kalite konusu, öğretimden ziyade eğitim konusu. Belki öğrencilere çok şey öğretiyoruz ama eğitemiyoruz. Milli ve manevi değerlerine bağlı nesiller yetiştiremiyoruz. İmam-hatip okullarının önünün açılması da yetmedi. Çok zeki ve yetenekli öğrencileri bu okullara yönlendiremedik. Okul önlerinde hoş olmayan görüntüler devam ediyor. Sigara içen öğrencilerin sayısı azalmıyor, internet ve sosyal medya bir hastalık halinde çocukların kıymetli vakitlerini çalıyor, kitap okuma alışkanlığı giderek azalıyor. Öğrenciler interneti eğitim ve öğretim amaçlı değil, eğlence ve oyun için kullanıyor. Öğrencilerimiz maalesef internet sayesinde hazırlopçu oldular, saatlerce çalışıp hazırlayacağı bir ödevi anında internetten indirip öğretmenine takdim ediyor. Çalışmadan yapılan ödev de öğrencinin bilgisine bir şey katmıyor.
      Ahlaki yozlaşmanın nedenlerinden biri de karma eğitimdir. Özellikle lise çağındaki öğrencilerin karışık okuması özellikle kız öğrencilerdeki haya ve edep duygularını yok ediyor. Üstelik taşımalı sistem köylü çocuklarının terbiyesine zarar veriyor. Eski yıllarda bizim köylerimizde on beş yaşında bir kızla erkek çocuğu yan yana yürüyemezdi, şimdi babasının önünde ele ele tutuşabiliyor. Çünkü okulda arkadaş, serviste ve sınıfta beraberler. Baba-anne artık müdahale edemiyor. Belki diyeceksiniz, amma geri düşünüyorsun, hangi çağda yaşıyorsun, bugüne kadar kimin ahlakı bozulmuş! Karışık eğitimdekilerin ahlakı bozuk mu? Haşa, böyle bir iddianın sahibi değilim. Ben sadece eski köy kültürümüzün bozulmasını istemiyorum. “Utanmak imandandır”, çocuklarımız o utangaçlığıyla kalsın diyorum.
       Karma eğitim tamamen kalksın da demiyorum. İsteyen veli de karma okullara öğrencisini gönderebilmeli. Ama veliye alternatif okullar sunulmalıdır. Genel liselerin ve imam hatip liseleri dışındaki meslek liselerinin de ayrı bölümleri olmalı, ayrı eğitim veren okullar çoğalmalı, veliye ve öğrenciye seçme hakkı verilmelidir.
    Geçen bir yazımda da ifade ettiğim gibi ilköğretimin ilk kademesi beş yıla çıkarılmalı, öğrenci ikinci kademede yatılı okullara gidebilmelidir. Hükümet yatılı mektep sayısını artırmalı, taşımalı eğitimi en aza indirmelidir. İmam hatip liseli öğrenciler camilerde daha çok staj yapmalı, meslek liselerine gidecek öğrenciler ilköğretimin ikinci kademesinde meslek eğitimine başlamalıdır. Bu çocuklar yaz aylarında sanayide çıraklık yaparak kendilerini geliştirecekler, ustalar da çırak bulma sıkıntısı çekmeyecektir. Çıraklık okulları da lise seviyesine çıkarılmalı, ancak bunlar üniversite sınavına alınmamalıdır.Fikir bizden yapmak siyasilerden.

Yazarın Diğer Yazıları