Ahmet Çavuş

      Rahmetli dedem Ahmet Çavuş,  çocukluğumda beni yanına oturtur masallar, askerlik hatıraları, tarihten ve geçmişten anlatırdı. Tatlı da anlatırdı. Çok hoşuma gider ağzım açık dinlerdim.
      Dedem, babası rahmetli Molla Durmuş’un 18 yıl askerden gelmediğini, en son Çanakkale cephesinde olduğuna dair mektup aldıklarını, sonra bir daha kendisinden haber alamadıklarını, şehit oldu diye ümidi kestiklerini, bir gün ansızın çıkageldiğini anlatmıştı. Vücudunun her yeri yara iziymiş. Pehlivanmış.      

      Heybetli bir yiğitmiş.
      Bugün onu rüyamda gördüm.“Evlat 2013 Türkiyesi’ni bana anlatsana” dedi. Başladım anlatmaya: Hırsızlık, dolandırıcılık, kapkaç,  rüşvet, iltimas  yaygınlaştı.
      Bankaların içi boşaltıldı. Devletin malını soyan soyana.
      Çek, senet mafyası türedi. Artık internetten yapılan  alışverişlerle  dolandırıcılık yapılır oldu. Çetleşerek sevgili bulunur, bu yüzden yuvalar yıkılır oldu.
      Anlatırken. “Dur evlat. Bunlar da ne ki?” diye sözümü kesti. Açıkladım.
      Anlattıkça üzüldü, hüzünlendi, hayretler içinde kalmaya başladı. Devam ettim.
      Komşu komşuyu tanımaz oldu. Acından ölsen halini anlayan çıkmaz dedim. İyice şaşırdı.
       “Evlat biz ölürken bile matarasındaki suyu arkadaşımızla paylaşırdık.” dedi.
      Dede dahası var. Millet sağcı-solcu, laik-anti laik,Kürt-Türk diye ihtilafa düştü. Siyasiler ülke için birlik olacak iken, birbirlerine düşmanca davranır oldular.      

      Söyledikleri kavgada bile söylenmez.
      30 yıldır terör belasıyla uğraşıyoruz. Vatanı bölmek istiyorlar,dedim.
      Aniden ayağa fırladı. Volkan gibi patladı. “Evlat,işte onu yapamazlar. Galiçya’da en yakın arkadaşım Kürt idi. Kaç defa canından vazgeçerek  canımı kurtardı. Ben de onun için… Kafkasya cephesinde  en yakın arkadaşım Çerkezdi. Hiç ayrımız gayrımız olmadı. Sakarya’da Trabzonlu bir  uşak var idi. Abaza,   Gürcü,  Arnavut, Arap…Anlayacagın  her milletten asker vardı. Birlikte savaştık. Vatanı beraber kurtardık.” dedi.
       “Bu azmin, bu saflığın bu kararlılığın altında yatan gerçek neydi ?” diye düşünürken  sanki aklımdan geçenleri okudu.
       Evlat, bize bu gücü veren imandır. İmanımız İslam’dır. İslam birlik demektir. Dirlik demektir. Akif “Girmeden bir millete tefrika,düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” Demiyor mu? Bu sözün üstüne ne söylesem boş gayrı..
      “İslam birlik, dirlik demektir. Ama Müslümanlar tefrikaya düştü. Çaresi  nedir dedim.
       Bilge bir eda ile “Evlat su nasıl aka aka yolunu bulursa Müslümanlar da er geç birlik olacaklar. İnsan acelecidir. Sabırsızdır. Ama tarih aceleci değildir.  Bizim için çok uzun olan süreler, tarih için çok kısadır. Bize düşen birlik için, dirlik için çalışmaktır. Biz savaşarak, şehit olarak, gazi olarak vatanı müdafaa edip size bıraktıysak, siz de çalışacaksınız. Mücadele edeceksiniz. Belki siz göremeyeceksiniz. Ama torunlarınız mutlu olacak.” diye  cevap verdi.
      Tüm  Müslüman din kardeşlerimize şunu söyle: Vatanımızı işgal, bizi ve İslam milletini  yok etmek için saldıran Çanakkale’de Hicaz’da Yemen’de Galiçya’da  Kafkasya’da  üzerimize bombalar yağdıran İngilizleri , Fransızları , İtalyanları dost edinmesinler. Ya değilse kanımızı helal etmeyiz. Kemiklerimiz sızlar.
      Bugün onların kahramanlık destanı yazdığı gün. Çanakkale şehitlerinin ve tüm şehitlerimizin ruhları şadolsun.


Yazarın Diğer Yazıları