“ALTA DÜŞTÜM DİYE ÜZÜLME, ÜSTE ÇIKTIM DİYE SEVİNME”

31 Mart yerel seçimleri bitti. Herkese hayırlı olsun.

Muhalefetin en zayıf olduğu, dağınık ve parçalı bir görüntü verdiği bir dönemde CHP'nin birinci parti konumuna yükselmesinin, AK Parti'nin seçim başarısızlığı yaşayarak ikinci sıraya gerilemesinin nedenleri çok konuşuldu, yazılıp çizildi. Epeyce bir süre de konuşulacak, yazılıp çizilecek.

AK Parti'ye kaybettirenlerden birisi belki de birincisi hayat pahalılığıdır. Faizi artıran merkez bankası başkanlarını görevden alıp, faizin düşmesi gerektiğini savunmakla; Mehmet Şimşek ile yüzde ellilere varan bir faiz ve ekonomi politikası arasında bir tutarsızlık vardır. Bu iktidara olan güveni erozyona uğratmış, seçmen enflasyonda ve hayat pahalılığında da somut bir iyileşme görememiştir.

Ak Parti, kendisini iktidara taşıyan ve uzun yıllar orada tutan tabanından makama, güce, paraya erişince zamanla kopmaya başlamıştır. Çıkış samimiyeti zamanla yerini üstenciliğe, gurur ve kibre  bırakmış, halkla olan diyaloğ kanalları azalmıştır.

Belediyeler, fakire-fukaraya, garibe gurabaya yardım edecek yerde getirdikleri sanatçılara kucak dolusu paralar ödemişlerdir.

En lüks mekanlarda verdikleri yemeklere yoksulu, düşkünü değil, kendi takımlarını davet etmişler, ihtiyaç sahiplerine değil, birbirlerine ikram ve iltifatta bulunmuşlardır.

Törenlerde ve seçim kampanyalarında büyük bir israf görüntüsü sergilemişlerdir.  

Daha kısa ifade etmek gerekirse bunun adı "halktan kopuştur.”

AK Parti İstanbul Sözleşmesi ve öncülüğünü Özlem Zengin ve benzeri feministlerin yürüttüğü ‘Kadının beyanı esastır' diyen, kadını yücelten, erkeği ezen politikaları tabanda memnuniyetsizlik meydana getirmiştir.  

AK Parti EYT problemini çözmesine rağmen emeklileri memnun edememiştir.  Memura verilen seyyanen zam emekliye verilmemiş, üstelik "emekliyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” sloganını duydukça emekli suratına yumruk yemiş gibi sarsılmıştır. Memur da emekli de daha az maaşa razı olur, ama adaletsizliğe asla razı olmaz.

"Kudüs kırmızı çizgimizdir. Gazze'nin her zaman yanında olacağız” sloganları söylemden eyleme geçememiş, İsraille siyasi ve ticari ilişkiler devam etmiştir. Bu Ak Partili seçmenin bir kısmının Yeniden Refah Partisi'ne kaymasına neden olmuştur.  

Ak Parti ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden kurulan altılı masa belki dağılmıştır. Ama bu masada tanışanlar arasındaki flört zamanla aşka dönüşmüştür.  

İyi Parti seçmeni "Ak Parti'ye vereceğime CHP'ye veririm” demeye başlamıştır. Böylece Türk siyasetinde DEM seçmeni ile İyi Parti seçmeni tuhaf biçimde CHP paydasında buluşmuştur.

Daha birçok neden sayılabilir. Seçmen iktidarı uyarmış, muhalefete de sorumluluk yüklemiştir. Hem iktidar hem de muhalefet seçmenin mesajını iyi okumak zorundadır.

Cazgırların pehlivanlara yaptığı uyarıyı ben de İktidar ve muhalefete yapıyorum:

"Alta düştüm diye üzülme, üste çıktım diye sevinme”


Yazarın Diğer Yazıları