DEVRİM’DEN TOOG’A “FOSİL” YAKITLI ZİHİNLER

Dünyada yüzlerce araba markası, o markaların da binlerce modeli var.

Ama ne yazık ki, şimdiye kadar içlerinde bir tane bile Türk markası yok.

Bir ara kendi markamızı yapmak için niyetlenmiş, kolları sıvamıştık.

''Devrim projesi”, teknolojimiz sıfıra yakın bir yerde iken, 130 günde dört otomobil ve yedi motor yapmayı başaran mühendis ve ustalarımızın azim ve gayretiyle hayata geçmiş, sıfırdan araba üretebilmiştik.

Sonra? "Benzini bitti” gibi uyduruk bir gerekçeyle proje rafa kaldırıldı.                                 

Gerekçe tam bir fiyasko. Hatta fıkra gibi. Benzini bitmeyen araç var mı? Her benzini biten aracı "benzini bitti” diye yol kenarına terk mi ediyoruz?  Benzin bitince doldurur, devam edersin.

Ama mesele başka. Otomobil üretmemizden rahatsız olanlar devreye girdi.  

Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesini önlemek için 5 Haziran 1964'te ABD başkanı Johnson'un İnönü'ye gönderdiği "tehdit mektubu” benzeri bir tehditle "Devrim projesi”ni rafa kaldırttılar.  

İlk uçak fabrikamız benzer şekilde ve Nuri Killigil'in silah sanayii de sabotajla engellendi.

Bilim adamlarımızı taşıyan uçak sabotajla düşürüldü.  

Ya içimizden adam satın alarak, ya tehditle, ya da sabotajla ayağa kalkmamızı engellediler.

Bu engellemeler olmasaydı bugün uçak, silah ve otomobil üreten gelişmiş ülkeler seviyesinde ve piyasada söz sahibi ülkelerden biri olacaktık.

Her yıl dışarıya milyarlarca dolar döviz akıtmayacak, hatta dünyaya satıp döviz kazanacaktık.  

Düşman ve rakip ülkelerin tutumlarını doğal karşılıyorum da, bu milletin fertlerinin atılan güzel adımlar konusunda milli bir duruş sergilememelerini, aşağılamalarını, hatta kösteklemelerini anlamıyorum.

Kılıçdaroğlu 2019'da "Oturdular büyük gösteriler yaptılar, iş adamları bir araya geldi, bakanlar cumhurbaşkanları bir araya geldi, otomobil üretiyoruz dediler.. Nerde? Milleti kandırmak için" demişti. Şimdi TOOG'un açılış davetine ve ilk arabanın banttan inmesine gitmeye yüzü var mı? Yüzü olmadığı için de gidemedi.

Yılmaz Özdil  "Reno var, Pejo var, bunun adı da Reco olsun" şeklinde alaycı bir Twit attı

İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan "Kirasını ödeyemeyen karnı TOGG olmayan adam neylesin TOGG'u?" Twiti paylaştı.

Bu vekile ve onun gibilere soruyorum: Yerli üretim yapmaz, yabancı marka otomobil alırsak kiracılara nasıl bir katkı sunulmuş olur? Veya şöyle soralım: Bu çabaların "her yıl dışarıya milyarlarca dolar döviz akıtmayalım, dünyaya satıp döviz kazanalım ve böylece kalkınalım” diye yapıldığını idrak etmekten aciz misiniz?

Yani anlayacağınız Devrim'den TOOG'a aradan altmış yıl geçti. Araçlar benzinli veya mazotlu idiler. Şimdi elektrikli otomobillere geçiliyor. Teknolojileri, modelleri, süratleri, konforları değişti.

Ama bazılarının zihni hala "fosil” yakıtla çalışıyor. Elektrikle çalışırsa çarpılırız diye korkuyorlar herhalde?! Eski model zihniyetten vazgeçip, çağa ayak uydurmaya niyetleri yok anlaşılan.

Bir de bunlar ilerici (!) devrimci (!) çağdaş (!) pozlarıyla arz-ı endam etmiyorlar mı?

Gel de çıldırma…


Yazarın Diğer Yazıları