Fazıl ‘Say’gısız

      Fazıl Say, “Bilmem fark ettiniz mi nerde yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı. Bu bir paradoks mu?" dediği için 10 ay ceza aldı.           

      Sanatı veya ateist olduğu için değil, Müslümanlara  hakaret ettiği, için ceza verildi. Ama malum basın, sanat, siyaset çevreleri  yazısı ve düşünceleri  için ceza verilmiş gibi konuyu  saptırdı.
      “Yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban” demek düşünceyi ifade etmek mi yani?  Fazıl’a hakaret edilirse bu düşünce ve ifade özgürlüğü mü olacak? Size göre demokrasi, sadece  yandaşlarınız için var. Sevsinler sizi…
      Bu hakaretler Hristiyan, Musevi, Budist , hangi  din mensuplarına yapılırsa yapılsın suçtur.  
      Herkes böyle  aşağılama, nefret ifadeleri kullanırsa toplumsal barış nasıl sağlanır?
      Fazıl, piyanoya harcadığı vaktin onda birini İslam'ın dünya görüşünü, düşünce, inanç ve özgürlük anlayışını, insanlığa verdiği yüce mesajları, sağladığı geniş hakları araştırmaya ayırsaydı eminim bu talihsiz hakaretleri yapmazdı. Fazıl ve onun gibilere İslam’ı, getirdiği değerleri anlatmaya çalışalım:
       Düşünce özgürlüğünü ve özgür düşünmeyi dünyaya öğreten İslam'dır.
      İslam, tevhit  inancıyla kula kulluğu kaldırıp, Allah'a kulluğu emrederek insanı düşünce- inanç açısından özgürleştirmiş, “ dinde zorlama yoktur,  biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik, görevin güzelce tebliğ etmektir” anlamındaki ayetlerle başka inanç ve düşüncelere saygılı olmayı, onları hoş görmeyi öğretmiştir.  
      Bilginin temeli düşünme, düşünmenin temeli akıldır. İslam akla, düşünmeye ve bilgi edinmeye önem verdiği için yeryüzünü -bu özellikleri taşıyan- insana has kılmış, kainatı onun emrine vermiştir.
      Kur'an yüzlerce ayette, "tefekkür, tezekkür, düşünmez misiniz?, düşünmüyorlar mı?, düşünen bir kavim için ibretler vardır " gibi ifadelerle  bizi düşünmeye  çağırmakta,  körü körüne itaat ve taklitten sakındırmaktadır.
      O dönemde krallar ve kilise mutlak iradeye sahipken , İslam, aklı kullanma, düşünme, istişare, meclis (şura) ile karar alma kapısını 15 asır önce açmıştır. “işlerinde mü'minlere danış" (Al-i Imran, 159)
      Batı düne kadar zencileri insan bile saymazken, İslam Habeşli bir köleyi ordu komutanı yapmıştır.
      İslam zayıfı, güçsüzü korurken  Batı, toplumunu sınıflara ayırmış, arenalarda kölelerin birbirlerini öldürmesini,  aslanların insanları parçalamasını içki yudumlayarak, zevkle ve vahşice  seyretmiştir.  
      İlk ayeti "oku" olan, “düşünmek fazilettir” diyen, “aklı olmayanı sorumlu tutmayan, hür olmayanı bazı vecibelerden muaf tutan”  bir dinin , düşünce özgürlüğü tanımadığı nasıl söylenebilir? Kur'an düşünce hürriyeti tanımasa  insanları sık sık düşünmeye çağırır mıydı? Allah'a inanmayanlara  yasak koyma, onları cezalandırma yerine, sorularla özgür düşünmeye çağırarak gerçeği bulmalarını sağlama ( ikna )  metodunu seçer miydi?
İslam'da "düşünce suçu" yoktur. Aksine çok ayette “eğer gücünüz yetiyorsa, davanızda doğru iseniz, Allah'tan başka gücünüzün yettiği kimseleri çağırın." (Hud, 13 v.b) denilerek müşrikler yok sayılmamış, mahkum edilmemiş, aksine serbestçe iddialarını ispata çağrılmış, sınırsız bir düşünce özgürlüğü tanınmıştır.
      Bati’nın  sunduğu gibi  1215 "Büyük Ferman" (Magna Carta) ilk insan hakları sözleşmesi  değildir.  
      Hz. Muhammed'in Müslüman, Yahudi ve müşriklerle imzaladığı 47 maddelik Medine Yurttaşlık ve Yardım laşma Sözleşmesi Magna Carta’dan 593 yıl önce çatışmasız, kansız imzalanmıştır.
      1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi  ve  1948 BM İnsan Hakları Bildirgesi sınıf çatışması, kan, savaş ve buhran ile sağlanmıştır. İslam ve    Medine Sözleşmesi  insanlığa bunlardan daha fazla haklar sağlamıştır.
      İnanan da inanmayan da hor görülüp, kınanamaz. Fazıl ateistim dese, inanması için baskı yapılsa, horlansa veya ceza verilse işte o zaman bu  inanç, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olur.           
       Ama; düşünce özgürlüğü gibi bir değerin arkasına sığınarak inanç ve değerlere hakaret  eden zavallıları din, hukuk düzeni ve demokrasi korumaz, Halk ve Hak hiç affetmez…


Yazarın Diğer Yazıları