KULA İTAAT FELAKAT, ALLAH’A İTAAT RAHMET GETİRİR

15 Temmuz darbe girişimi, Allah’a değil, kula itaatin başımıza getirdiği felakettir. Zira kula itaat felaket, Allah’a itaat rahmet ve kurtuluş getirir. Batı dünyası dünya egemenliklerini sürdürebilmek için, İslam’ı en büyük engel olarak görmektedir. Bu engeli aşabilmek için hak ile batılı karıştırırlar. Yani pirincin içine beyaz taşlar atarlar.

Bunun için İslam’ı toplumun sosyal ve siyasal gündeminden çıkartırlar. Mistik hezeyan, menkıbe, rüya ve metafizik imalarla kutsallaştırdıkları (!) bir zata bağlılıkla Kur’an ve sünneti dışlar ve İslam’ı özünden koparmaya çalışırlar.  Bu kutsal kişilik, Müslümanları hizmet ettikleri adına teslim alır ve etkisizleştirir. Müslümanlar, tarih boyu üstatlar, hazretler, gavslar eliyle denetlene gelmiş, İslam’ın gücünü ve toplumu düzenleme işlevini etkisiz kılmak için laik bir egemenlik alanı oluşturmaya çalışılmış, yani din zihinlere, tekkelere ve camilere hapsedilmiştir.  

“Vahye dayalı, hayatın her alanını kuşatan İslam’ı tehlikeli ve milli birliğe zarar verici buluyorum” (Fethullah Gülen, ilk Abant toplantısına gönderdiği mesajından)

 “Kur’an-ı kerim tarihseldir, %40’ı değiştirilmeli veya çıkarılmalıdır” (Dinler arası diyaloğun teorisyenlerinden Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Dr. Mehmet Aydın)   

Kutsallaştırdıkları bu zat gaipten haber verdiğini, beddua ettiği yere aniden felaket geldiğini, dua ettiği yeri ışıkların sardığını, duvarların "of, of” diye inlediğini, üzerine sinek konmadığını, Peygamberden emir ve talimat aldığını v.s. iddia eder. (Bunlar şizofren belirtileridir.) Müritler, bu zatın üstün güçlerle donatılan, yanılması mümkün olmayan (Mehdi/kutb-u azam/görevli) bir kurtarıcı olduğuna, her söz ve fiilinde hikmet bulunduğuna, sorgulamanın insanı dinden çıkaracağına inandırılır.  “İsa (AS)’ın manevi şahsı F.G.’de belirmiştir.” (Prof. Dr. S.Yıldırım-Zaman)

Günde kırk kez “…(Rabbimiz! Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım isteriz.” (Fatiha 5) derler.

Allah’ın; “…Hakiki kulluk yalnızca Allah'a yapılır. Allah'ın dışında dost ve koruyucu edinenler: “Biz bunlara, sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Allah, yalan söyleyen, kendisinden gelen gerçekleri örtbas etmekte ileri gidenleri doğru yola iletmez.” Buyurduğunu da bilmezler. (Zümer 3)

Sadece Allah'tan yardım istenebileceği, O’ndan başka veli/dost/koruyucu olmadığı birçok ayetle sabit olduğu halde, bu ayetler de onlar için bir anlam ifade etmez. Çünkü Kur’an okumazlar.

O zatın kitapları ve vaaz kasetleri ile hipnotize edilirler. Allah’ın verdiği akıl ve iradelerini bağladıkları şahsın uydusu olmuşlardır. Artık bu insanlar kullanılmaya hazırdır. O zat, HDP’ye oy verin derse hiç tereddüt etmezler. Darbe yapın derse din kardeşlerini bombalamakta sakınca görmezler.

15 Temmuz darbesi, Türkiye’yi FETÖ uydularıyla etkisizleştirme teşebbüsünün adıdır.

Bu sadece FETÖ ile sınırlı değildir Ülkemizde kutsal kişilere kayıtsız şatsız bağlanan irili ufaklı onlarca cemaat vardır. Bu zihniyet yıkılmadıkça bunların da kullanılması ve aynı tehlikelerin yaşanması kaçınılmazdır.

Allah “devleti yeniden yapılandırma fırsatı” bahşetti. Yöneticiler bu konuda iki temel yanlış yapıyorlar.

Birincisi; FETÖ müritlerinden boşalan adli, idari siyasi ve askeri makamlar aynı anlayıştan beslenen, adı farklı, ama bağlandığı kişinin emirlerini kayıtsız şartsız yerine getirecek yeni kadrolarla doldurmaktadırlar.

15 temmuz darbesini yaptıranlar bu yeni kadroları da kullanmakta asla tereddüt etmeyeceklerdir.

İkincisi; darbenin oluşturduğu kızgınlık, acelecilik ve plansızlık ile çalakalem tedbirler almaktadırlar. 

Önümüzde yedi yüzyıl dünyaya örnek ve önder olmuş bir devletin kurum, kuruluş, kanun ve yönetim usullerinden faydalanmamak tarihi bir hatadır. 

Korkarım ki; yapılan bu hatalar, yeni ve benzer felaketlerin davetçisi olacaktır. 


Yazarın Diğer Yazıları