‘Öz Yurdumuzda Garibiz’

Pazar Hıristiyanların kutsal günü.

Yahudilerin Cumartesi.

Müslümanların ise Cuma.

% 99’u Müslüman olan Türkiye’de Hıristiyan ve Yahudilerin kutsal günleri tatil.

Ne gariptir ki Türkiye’de Cuma tatil değil.

Bunun tesadüf olduğunu kimse iddia edemez herhalde.

Tatil günleri dahil birçok düzenlemeyi kimlerin, kimler için ve kimlerin etkisiyle yaptığı bu tablodan kendiliğinden ortaya çıkmıyor mu?

Savaştan yeni çıkan, açlık ve sefaletin kol gezdiği bir ülkede, insanına Avrupa’nın “sert siperlikli serpuş”unu (şapkayı) giymeyi mecbur eden, giymeyen veya karşı çıkanları idam eden anlayışın Hıristiyan ve Yahudilerin kutsal günlerini tatil yapması normal karşılanmalıdır.

Bu Batılı inkılaplarla yetişen, günümüzün aydın görünümlü cahilleri, -bırakın Cuma gününün tatil olmasını- Müslümanların Cuma namazlarını rahatça kılmaları için mesai ayarlamasını bile hazmedemiyorlar.

Neymiş efendim? Belli bir dine mensup olanlar için düzenleme yapılması “laikliğe aykırı” imiş.

% 99’u Müslüman olan bu ülkede Hıristiyan ve Yahudilerin kutsal günlerinin resmi tatil olması laikliğe aykırı olmuyor da; Müslümanlar için yapılan düzenleme mi laikliğe aykırı oluyor?

Söyler misiniz? Temel fıkrasında olduğu gibi, siz bizden yana mısınız? Yoksa…

Bu cahil bağnazlar, bu ayarlamaya sadece fikren itiraz etmekle kalmadılar. Konuyu Danıştay’a taşıdılar.

Tüm yargı kararlarında olduğu gibi Danıştay da Türk Milleti adına karar verecek.

İstiklal Mahkemesi İskilipli Atıf Hoca’nın asılmasına da Türk Milleti adına karar verdi.

Menderes’in asılmasına da Türk Milleti adına karar verildi.

Anayasa Mahkemesi 367 kararını da Türk Milleti adına verdi.

Danıştay da “Cuma namazları için yapılan mesai ayarlamasını” Anayasa’ya ve laikliğe aykırı görerek iptal edebilir mi? Edebilir. Hem de Türk Milleti adına.

Hıristiyan ve Yahudilerin kutsal günlerinin tatil olması laikliğe aykırıdır diye dava açsak, maaşlarını Müslüman halktan toplanan vergilerle alan yargıçlar nasıl bir karar verir dersiniz?

Böyle bir davanın “inkılaplara, Cumhuriyetin kazanımlarına aykırı olacağı” gerekçesiyle reddine karar verileceğinden hiç şüpheniz olmasın. Hem de Müslüman Türk Milleti adına.

Nerede kaldı “milli irade ve de millet egemenliği?”

Müslümanların “din ve vicdan özgürlüğü, inanç ve ibadetlerini yapma ve yaşama hakkı” nerede kaldı?

Laikliğin din ve vicdan özgürlüğünü, dini inanç ve ibadet yapma ve yaşama hakkını güvenceye aldığını “laf olsun torba dolsun” diye mi söylüyordunuz?

Laiklik, hürriyet, demokrasi, milli irade ve milli egemenlik gibi kavramlar sadece “laf salatası.”

Geçin bunları…

Necip Fazıl’ın söylediği gibi Müslümanlar “öz yurdunda garip, öz yurdunda parya”…


Yazarın Diğer Yazıları