Rus Uçağının Düşürülmesi Proje mi?

Türkiye-Rusya geriliminin harareti hala devam ediyor. İki ülke dışişleri bakanlarının görüşmesi de  bu harareti düşürmeye yetmedi. Rusya bu gerginliği sürdürmekte kararlı görünüyor.

Türkiye’nin, sınırlarını ihlal eden Rus savaş uçağını düşürmesi “meşru müdafaa” dır ve elbette “haklıdır.”

Peki, “Rus uçakları sınırlarımızı defalarca neden ihlal etti?”, “Türkiye’nin sinir uçlarına neden dokundu?”, “Türkiye’nin böyle bir tepki verebileceğini öngörmedi mi?”

Rusya gibi köklü devlet geleneği olan büyük bir ülkenin bunu “tesadüfen yaptığını” söylemek mümkün, gerçekçi ve akla uygun değildir. Olay, bir uçağın düşürülmesinden daha ciddi ve karmaşıktır.

O halde “Rusya, sınırlarımızı ihlal ederek sinir uçlarımıza niye dokundu?”, “Bu gerilimden Rusya, ABD ve Batı’nın menfaatleri nedir?”,  “Türkiye’yi bölgede etkisizleştirmek mi istemişlerdir? “

Bir defa insanlık, “ABD ile Rusya’nın birbirine düşman güçler olduğu varsayımı ve aldatmacası” ile dünya siyasetine yön verildiğini anlamak zorundadır. Soğuk savaş döneminde iki kutbu temsil eden bu iki ülkenin düşmanlığı üzerinden insanlık aldatıldı, yönetildi ve sömürüldü. Ülkeler, bu iki süper güçten birinin “kanatları altına girmek” zorunda bırakıldı. Ancak, ABD ile Rusya’nın “tek merkezden yönetildikleri” Yalta, Wladivostok, Paris ve Tahran gibi “gizli zirveler”de bir araya geldikleri, dünyayı nüfuz alanlarına ayırdıkları artık bilinmektedir.

Dünya liderleri zirvesinde -DAEŞ ile mücadele kisvesiyle- Rusya’nın bölgeye daha güçlü biçimde müdahalesi için ABD ile anlaşması “bu iki ülkenin düşman güçler olmadıklarının” son ve çarpıcı örneğidir.

Rusya güya DAEŞ ile mücadele edecekti.  Peki ne yaptı? Türkiye’nin sınırlarını ihlal etti. PYD ile ittifak yaptı. Ilımlı muhalifleri ve Bayır Bucak Türkmenlerini vurdu.

Rus uçaklarının Türk hava sahasını defalarca ihlal ettiğini ABD çok önceden bilmektedir. Türkiye ile ABD’nin bu durumu istişare etmesi, hatta ABD’nin Türkiye’yi Rus uçağını düşürebileceği konusunda cesaretlendirmiş olması, bunları Rusya ile paylaşmış olması da kuvvetle muhtemeldir.

 Bu durumda ABD’nin onayıyla Rusya’nın bölgeye müdahalesinin “Türkiye’nin bölgede, özellikle Suriye’de etkin bir güç olmasını engellemek” amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

“Rusya sınırlarımızı ihlal etmeli, sinir uçlarımıza dokunmalı uçağı düşürülmeliydi ki; bu bahane ile Suriye ve Akdeniz’deki askeri gücünü artırsın, bölgedeki nüfuzunu güçlendirsin, Suriye için masaya daha güçlü oturabilsin.”

“Türkiye, bir uçak düşürmekle başına neler getirildiğini görsün, bu krizle uğraşarak içine kapansın ve bölge ile aktif olarak ilgilenemesin.”

Şimdi Türkiye, bölgeye askeri varlığıyla çöreklenen Rusya’ya rağmen muhaliflere destek olmak, çıkarlarını koruyucu adımlar atmak ve Bayırbucak Türkmenleri’ne sahip çıkmak için kırk defa hesap yapmak zorunda kalacaktır.

Rusya, PYD’yi ve PKK’yı daha açıktan destekleyecek, onları Türkiye’nin üzerine daha güçlü salacaktır.

Bayırbucak Türkmenleri’nin direnişi kırılırsa PYD güçlerinin hakimiyet alanlarını Akdeniz’e kadar genişletmesinin önü açılacaktır.

İşte hem ABD’nin, hem Rusya’nın -daha doğrusu Masonluğun- amacı Türkiye’nin güneyinde Kuzey Suriye Özerk Kürt Devleti kurdurmak, İslam dünyası ile fiziki bağlantısını kesmektir.

Kuzey Irak Özerk Kürt devleti kuruldu. Şimdi sıra Kuzey Suriye Özerk Kürt Devleti kurdurmaya geldi.

Hedef, Türkiye ve İran’dan koparılacak topraklarla bunları birleştirerek Büyük Kürdistan’ı kurdurmak.

Türkiye her zamankinden daha uyanık olmak zorundadır. Allah yar ve yardımcımız olsun…


Yazarın Diğer Yazıları