Seçimden Önce Selocan, Barajı Aşınca SeloKAN

11 Mayıs 2015 tarihinde bu sütünlarda “HDP’ye” atılacak her oy, PKK’yı “güçlendirir”, “% 10 barajı”nı geçerlerse “şımarırlar” ve bu “karşımıza yeni taleplerle çıkmalarına” yol açar!..  “yüz” verirsek “astar”ını da isterler! HDP’ye verilen her oy, Türkiye’nin yeni kaoslara yelken açmasına yol açacaktır…” diye yazmıştım.

Korktuğum oldu. HDP eş başkanının eline saz verildi. Selocan diye şişirildi. SeloKAN olduğu görülmedi. “HDP’ye” atılan her oy, PKK’yı biraz daha “güçlendirdi.”, biraz daha “şımarttı” ve “karşımıza özerklik talebiyle çıktılar”!..“yüz” verdik “astar”ını da istediler! “HDP, barajı aşınca terörü başlattılar ve Türkiye’yi kaosa sürüklediler. ”

Tuzu kuru bir kısım liberaller, para ve şöhret sarhoşu sanatçılar(!), boğazda rakı balık içmekle aydın (!) olduğunu sanan halktan kopuk gerzekler,  CHP’den milletvekili adayı olan ikiyüzlüler, din sömürüsü ve simsarlığı ile   millettin himmetleriyle güç devşiren Gülen cemaati, “millete kurşun sıkan, ülkeyi bölmek isteyen, insanlığın yüz karası, Lut kavmi artığı eşcinsel birini milletvekili adayı gösteren Marksist-Leninist HDP’ye” oy vermekle kalmadılar, HDP’nin barajı aşması için bütün güçleriyle çalıştılar.

HDP’ye oy verilmesi gerektiği konusunda Cemaat medyası ile Doğan medyasının aynı noktada buluşmasının doğal olduğu, bir üst akıl tarafından yönlendirilmediği söylenebilir mi?

Bu kadar farklı anlayıştaki insanların HDP’ye oy vermesi tesadüfle izah edilebilir mi? Elbette hayır!...

“İpin ucu puştun elinde” olursa; bir araya gelmesi imkansız gibi görülenler bir araya gelebilir.

Başörtü yasağını kaldıran meclis kararına “411 el kaosa kalktı” manşetini atan “Hürriyet” gazetesi  ile İslam’ı savunduğu iddiasında olan “Zaman” gazetesi HDP’yi desteklemek için başka nasıl ortak hareket edebilir?

 İpin ucunu tutanlar, “Kürt sorununu çözmüş,  iç istikrarı ve barışı sağlamış,  geleceğe emin adımlarla yürüyen bir Türkiye” görmek istemiyorlarsa Gülen Cemaati’ne, eşcinsel aday gösteren HDP’yi destekletir.

İpin ucunu tutan 1.Dünya savaşının galip devletleri, T.C. kurulurken resmi ideolojiyi dayatma, herkesi Türk sayma, farklılıkları zenginlik olarak görmeme fikirlerini bize dikte ettiler. Böylece dayatılan resmi ideolojiyi ve belli ilkeleri benimseyen tek tip insan yetiştirilmeye çalışıldı. Herkese modern (!) ve Batılı fikirler dayatıldı. Böyle düşünmeyenler isyankar, gerici, devlet ve medeniyet düşmanı olarak yaftalandı. İtildi. Aşağılandı.

T.C. 90 yıldır tek tip insan yetiştiremedi. Çünkü bu insan fıtratına aykırı idi. Bunu sağlamak için baskı ve zulüm yaptıysa da geride kan ve gözyaşı bıraktı, toplumun ayrışmasına yol açtı. Herkes Türk sayıldı. Kürtlere uygulanan insanlık dışı muameleler tepki doğurdu.  Batılılar bu kozu kullanarak PKK’yı örgütledi. Silah, para ve her tür yardımı yaparak Türkiye’yi karıştırmayı, Türkiye’nin ilerlemesini durdurmayı amaçladılar.

Devletin son 15 yıldır, Kürt kimliğini tanıma eksenli reformları PKK’nın  varlık nedenini ortadan kaldırdı.

Ancak devlet, çözüm sürecinde HDP ve PKK’yı muhatap alıp, Hüdapar’ı, STK'ları, İslâmî cemaatleri, kanaat önderlerini, âlimleri, bölgenin gerçek sosyo-kültürel aktörlerini muhatap almayınca Kürtleri, HDP ve PKK’nın kucağına itti. Kürt seçmen HDP etrafında konsolide oldu. Bu durum tek temsilcileri gibi gördüğü HDP ve PKK’nın güçlenmesine yol açtı. 

Halbu ki; İslâm’a göre tüm kavimler Âdem (A.S.)'ın çocuklarıdır. Allah (CC) bizleri birbirimizle tanışıp kardeş olmamız için farklı kavimler olarak yarattı. Osmanlı; onlarca farklı etnik, din, kültür temeline sahip toplulukları altı asır bu anlayışla barış içinde bir arada yaşattı. Böyle muazzam bir medeniyet tecrübemiz olduğu halde Batı’nın tek tipleştirme politikası ile “herkes Türk’tür” diyerek Kürt-Türk ayrışması ve düşmanlığının temeli atıldı.

Çözüm; farklı etnik, din ve kültüre sahip olmanın doğal, hatta zenginlik olduğu anlayışı ve İslâm kardeşliği temelinde bir politika izlemektir. Aksi halde; etnik kimlikleri tetikleyen, ortak İslâmî bilinci yıkan yöntemler ülkemizi de, bölgemizi de paramparça edecektir.


Yazarın Diğer Yazıları