AMERİKA KABE’Yİ İSTİYOR

Ortada muazzam bir panik havası var.

Cemal Kaşıkçı merkezli panik havası.

Adam konsolosluğa giriyor ve bir daha çıkmıyor.

İçeride öldürülüyor.

Ama Amerika'nın canı çıkıyor.

Ortada hesap edilerek kitap edilerek tasarlanan bir cinayet var.

Kaşıkçı'nın Suud Başkonsolosluğuna geleceği, saat kaçta geleceği

İyi takip edilmiş.

Belli ki, istihbaratlar Kaşıkçı'yı dinlemeye almış.

GIP(Suud), CIA(ABD), MOSSAD(İsrail).

Adım adım takip etmişler.

Dinlenmese Riyad'dan 15 kişilik tim anında gelir mi?

Dinlenmese Konsoloslukta çalışan 28 türk üç gün izine çıkarılır mı?

Tasarlanan bir cinayet olmasa kameralar arızalanır mı?

İstihbaratların işi olmasa, dahası Amerika işin içinde olmasa

adli bir vakaya bu kadar burnunu sokar mı?

Trump işi gücü bıraktı Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgileniyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo adeta devletler arası mekik dokuyor.

Sanırsın savaş çıktı.

Evet savaş çıkmadı ama, bir savaş çıkarılmaya çalışıldığı kesin.

Daha düne kadar balayı yaşayan Amerika ve Suud niye karşı karşıya geldi?

Çok değil yakın bir zamanda veliaht değiştirildi.

Muhammed Bin Nayif bir gecede yerini Muhammed Bin Selman'a bıraktı.

Selman gelir gelmez 380 Milyar Dolarlık silah alımı adı altında

Amerika'ya diyetini ödedi.

Katar krizi başlatıldı.

Katar Türkiye yakınlaşmasında Suud şahinler rolünü üstlendi.

Ve Selman sıcak ilişkileri soğuk siyasete çevirdi.

Heran islam dünyasının abisi durumunda olan Türkiye'ye

cephe açabilir hale geldi.

Cemal Kaşıkçı olayında Amerika tarafından kolu bükülen Selman,

ne yapacağı belli olmayan domdom kurşunu haleti ruhiyesine büründü.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Muhammed Bin Selman'a

bu olayı biran önce çöz diye mi, yoksa bak Türkiye

Cemal Kaşıkçı cinayetini aydınlatmak üzere, elinde şu şu

deliller var demek için mi Suudi Arabistan'a geldi?

Türkiye yarın olayı aydınlattığında uluslararası arenada

Selman nice olur?

Suud'un içeride sürekli baskılanan halkı ne yapar?

Kaşıkçı'nın bir televizyon proğramındaki son sözlerini hatırlayın.

Kaşıkçı İngiltere'de bir medya grubuna yaptığı açıklamada,

mevcut Suud yönetimini sert sözlerle eleştiriyor

ve kurtuluş için halkın demokratik bir hareket başlatması gerektiğini

ileri sürüyor.

Yüzlerce, binlerce prens ve zengin Suudlular nasıl bir tavır alır?

Veliaht Prens olduğu gün prensleri tutuklayan Selman ülkesinde

güven demi? Bence hayır. İçeride ciddi ciddi kaynama var.

Kaşıkçı'nın ortadan kaldırılması talimatını verdiği ortaya çıkarsa

Kaşıkçı'nın son sözlerinde demokratik mücadele çağrısı yaptığı

Selman'nın ülkesinde neler olur bir düşünün.

Irak'ta, Libya'da, Afganistan'da, Suriye'de ve Mısır'da

yapılanların ayak seslerini duyuyor musunuz?

Amaç Suudi Arabistan'ı karıştırmak.

Mekke ve Medine hassasiyeti ortaya koyacak olan Türkiye ile

bugünden olması gereken mesafeyi ayarlamak.

Çıkacak bir hadisenin fitilini Türkiye'de,

Başkonsoluslukta yaşanan Cemal Kaşıkçı

cinayeti ateşledi diyebilmek.

Amerika Veliaht Selman'a sattığı 380 Milyar Dolarlık silahları

kendi halkına kullanmasını istiyor.

Amerika kutsal topraklarda iç savaş istiyor.

Amerika aslında Kabe'yi istiyor.

Bismillahirrahmânirrahîm
Elem tera keyfe fe'ale rabbüke biashâbilfîl
Elem yec'al keydehüm fî tadlîl
Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl
Termîhim bihicâratin min siccîl
Fece'alehüm ke'asfin me'kûl

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.
Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.
Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.

Fil vakasını kısaca hatırlayalım.

İnsanların Kabe'ye akın etmesini, ziyaret etmesini

"niçin bizim mabedimiz ziyaret edilmiyor”diye kızan

Ebrehe Kabe'ye doğru ordusuna hareket emrini verdi.

Ebrehe'nin ordusunda, önde yürütülen ve böylece zafere

kavuşulacağına inanılan "Mahmud” adında bir fil vardı.

Ebrehe, Kabe'ye yönelince, bu fil yere çöktü ve yürümez oldu.

Halbuki Yemen'e çevrilince, koşarak gidiyordu.

Böylece, Mekke'ye yaklaşıp hücuma gücü yetmeyen

Ebrehe'nin ordusu üzerine, Allahü teala, Ebabil,

yani Dağ Kırlangıcı denilen kuşlardan bir sürü gönderdi.

Bu kuşların her biri, biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak

üzere nohut veya mercimek büyüklüğünde üçer taş taşıyorlardı.

Bunları Ebrehe'nin ordusu üzerine bıraktılar.

Taşlar, askerlerin, başlarından itibaren vücutlarını dikine delip geçiyordu.

Taşa hedef olan her asker, derhal ölüyordu.

Ayet-i Kerime'de de bildirildiği gibi,

ordu, yenilmiş ekin yaprağı gibi oldu

Bu durumu gören Ebrehe, telaşlanarak kaçmak istedi.

Fakat kaçamadı. Ona da isabet etti.

Kaçtıkça, etleri parça parça dökülerek öldü.


Yazarın Diğer Yazıları