AYNA

Ümmetin Kızlarını Onları Savunduğunu Söyleyenlerden Korumak Lazım…

 

Şöyle bir baksan "aklı başında adam” dersin,

"Eğitimli, felsefe alanında lisans yapmış öğretmenlik gibi kutsal bir görev ifa ediyor” dersin.

Yani çağın gerekliliklerine uygun hatta üstüne çıkmış bir eğitimci…

Sonra söylediklerine bakarsın, yaşları 12-16 arasında değişen öğrencisi konumunda olan kız çocuklarıyla ilgili konuşurken aynı cümlede geçmemesi gereken kelimeler kullanıyor;

" zina diyor, vücut kıvırmak diyor, adet görmek diyor”.

Konuyu öğrenir öğrenmez arkadaşlarıma sordum; " o okulda kızı olan var mı?” diye…

Şükür yokmuş öğrendim ama muhakkak birileri var.

Öğretmenleri kendilerini görünce aklına yukarıdaki kelimelerin geleceğini bile bile ondan ders almak zorunda olan öğrenciler ve o çocukların endişeli velileri için gerçekten üzüldüm. Korktum… Bir kız evlat annesi olarak genç kızları bedenden ibaret gören zihniyetten tekrar tekrar nefret ettim.

Beden eğitimi dersi tartışılabilir, kız öğrencilerin kıyafet konusu tartışılabilir ama bunu ifade ederken kullanılan kelimeler tartışmaya açık değil. Ve net olarak görünüyor ki ümmetin kızlarını onları savunanlardan korumak artık hepimizin boynunun borcudur.

Söz konusu kişi önce şöyle demişti:

"Beden Eğitimi dersi bu ümmetin kızlarını soyma dersi olarak konuldu ve yine öyle devam ediyor... Hem de zorunlu bu zillet bu ümmete yeter... Bir Beden Eğitimi öğretmenin karşısında vücut kıvrılıyorsa ne kadar olması önemli değil onun adı zinadır... Bugün ‘Beden Eğitimi' adıyla adet görmüş kızlara zorla ve müfredat gerekçeli zina yaptırılıyor... Bu hiçbir babanın da umurunda değil... Hemi de Müslüman baba... Niyet sorgulamıyorum İslam'ın sınırlarının dışında niyet aranmaz!”

Tepkiler üzerine de devam etti:


 

 

 

 

DÜNYA BİZİ ÖZLEDİ DEMİŞTİK…

 

Hartum Üniversitesi Rektörü Ahmed Muhammed Süleyman, Hartum Üniversitesi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a fahri doktora tevdi ettiği törende bir konuşma yaptı;

"Bizi burada toplayan Allah'a hamd olsun.

Sayın cumhurbaşkanı Erdoğan sen sudan halkının ve ümmetin kendisisin.

Bu halk seni bekliyordu, bu gençler sizi uzaktan görüyor ve dinliyorlardı

Bu ümmeti kalkındırdığınızı gördüler. Düşmanların karşısında dik durduğunuzu gördüler. Gazze'ye yapılan ambargoyu hafiflettiğinizi gördüler. Kudüs konusunda zafer kazandığınızı gördüler. Arakan'daki Müslümanlara yardım ettiğinizi gördüler. Yeryüzünün tüm topraklarında zalimlerin karşısında dimdik durduğunuzu gördüler. Sizin zalimler karşısında, 'hayır, binlerce kere hayır' dediğinizi gördüler."

"Biz burada yalnız olduğumuzu düşünüyorduk. Daha önce semaya yükselen o yüce çağrıyı duymaz olmuştuk. Fakat biz uzun süredir kaybettiğimiz o yüce çağrıyı Türkiye'den duyduk. Burada Devlet Başkanımız Ömer el-Beşir ve Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak sizlerin birlik ve beraberlik içinde ortaya koyduğunuz tablo beklenen ve özlenen tablodur."

Salonda bulunan gençler geçmişlerini ve o şanlı geçmişin geri dönüşünü izliyor. Peygamber efendimiz döneminden bu yana tekrarladığımız ulvi öğreti: 'Üzülme Allah bizimle beraberdir'. Biz o şanlı cümleyi senden de dinliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bizler, Allah bizimle olduğu için umutsuzluğa kapılmadık, kapılmayacağız. Sizin de bizimle beraber oluşunuz bize daha fazla güç ve kuvvet verecektir."

"Sayın Cumhurbaşkanı, dedelerinizin Viyana kapılarına kadar giderek ortaya koydukları yüce mücadele ruhunu unutmuyoruz. Çanakkale'de ortaya koydukları fedakârlıkları unutmamız mümkün değil. Bugün de sizler dedelerinizin yolundan ilerliyorsunuz." 

Kim ne derse desin herkes gururlandı…

Herkesin umudu arttı.

Ne yani Sudan da neresi diyen birkaç zevzekten başka herkes mutlu oldu o konuşmayı duyunca.

Yüzyıldır Afrika kıtasını sömüren İngiliz'e laf etmeyenler " Sudan'da Erdoğan tanınsa ne olur tanınmasa ne olur? dedi ama biz anladık ki;

Türk beklenendir.

Ve yüzyıllardır dünyaya adaletle hükmetmiş bir milletin Başkanı'nın hala aynı hasretle kucaklanıyor olması beklenen günlerin hiç de uzak olmadığının göstergesidir. Ve bize bu günleri gösteren Allah'a şükür vesilesidir.



 


Yazarın Diğer Yazıları