İstanbul’da Konyalı Bayram – II

O yıllarda Bayram Ağam köylülerimizin her gün oturup kalktıkları Küçükpazar'ın en büyük ve işlek kahvesi olan meşhur Acem İsmail'in kahvesini aldı. Rahmetli kardeşi Mehmet ile birlikte çalıştırıyorlardı. O yıllarda bu mevkiler tanınmış yerlerdi köyden mektup atanlar adresi şöyle yazardı. Küçükpazar kıble çeşme karşısında Acemin Kahvesi yada Küçükpazar Ziliftar Hanı gibi belli başlı adreslerdi.

Mafyalık yaparak geçinen Hasan ve adamları işi çok azıtmışlar ve artık köylülerimizin bulunduğu bu kahveye gelip alenen galiz küfürler savurup haraç istemeye başlamışlardı. Artık çekilmez olan bu belalı insanla kimse dalaşmak istemiyordu. Rahmetli Bayram ağam bu belaya karşı koymayı üstlenmeye karar vermiş ve bir gece yine onun işlettiği kahveye gelip köylülere alenen küfür edip haraç isteyen Mafya Hasan ve adamlarının karşısına büyük bir cesaretle çıkıp Hasan'ın yakasına yapışan Bayram Ağa şöyle diyerek kükremişti, kalabalık müşterilerin içinde, ‘Ulan mafya bozuntusu efeyim diye geçinen adam sana Karslı Hasan derlerse bana da Konyalı Deli Bayram derler. Senin şu anda nefesini keser bir yumrukta canını alırım. Bir daha buralarda görürsem ölmüş bil kendini' deyip adamlarıyla birlikte kahveden ve mahalleden kovup çıkardı.

Aradan iki gün geçti bu Hasan yine bir araba dolusu adamı ile geç vakit kahveye gelip Bayram Ağam merhumdan 5 tane sade kahve yapmasını ister. Bayram Ağam onlara bakar ve der ki ‘efendi gibi kahvelerinizi içip def olup gidecek misiniz, yoksa yine çamurluk mu yapacaksınız. Niyetinizi söyleyin ona göre ben de tavrımı alayım' der. Hasan kahveleri içince ‘seni de arabamıza alıp Beyoğlu'na gidip benim nerelerden nasıl haraç aldığımı sana göstereyim, benimle gelmeye cesaretin varsa tabi' deyince Bayram ‘ben içki içmem senden değil senin feriştahından da korkmam istediğin yere giderim. Ben kalleş değil mert delikanlıyım' diye cevap verir.

Onların zaten kafaları iyidir. Kahvelerini içerlerken kardeşi Mehmet ile yanında çalışan çok güçlü bir kalfası vardı. Onların eline iki silah verir ve mafyanın aracını bagajına binip bagaja yatmalarını söyler. Onlar da onun dediğini yaparlar.

Efe bozuntuları kahveleri içtikten sonra Bayram Ağamı da yanlarına alıp birkaç batakhane gezdirip haraçlarını alırlar ve araçlarını bir kenara çekip durdurduktan sonra Hasan, Bayram'a dönüp ‘Yahu Bayram ben yıllardır bu İstanbul'da böyle cesaretimle haraç yiyerek geçiniyorum. Kimse benim karşıma çıkıp senin gibi tehditvari bir cesaret gösteremedi sen blöfçü müsün yoksa hakikaten kocaman yürekli biri misin? Biz seni şurada öldürsek seni kim arar sorar' deyince ‘işte burada yanılıyorsun mafya bozuntusu eşkıya Hasan. Sen daha silahına davranmadan ölürsün beni boş mu zannediyorsun?! Biz helal kazanç peşindeyiz sizin gibi haramzade değiliz. Hadi aslanlarım çıkın ortaya!' deyince aracın bagajından silahlı iki babayiğit fırlar ortaya Hasan ve adamları şok olmuşlar. Hasan'ı da adamları da orada bırakıp Taksi şoförüne ‘ne olur bizi mahallemize götür. Bu adam bizden de belalıymış' deyip sivişirler.

Bayram ağam Hasan'a der ki ‘bak gördün işte, güvendiğin adamlarını hepsi can korkusundan seni bırakıp kaçtılar. Siz de sakın bir daha şansınızı denemeyin billahi ölünüz çıkar Küçükpazar'dan' der. Oradan çağırdığı bir taksi ile mahalleye kadar gelip taksicinin parasını

Hasan'a ödetip bırakır taksiciye ‘bunu istediği yere kadar götür pislik elimde kalıp başıma bela olmadan' der gönderir. Durumun vahametini anlayan Mafya Hasan bir daha o Küçükpazar semtine uğramadı. Köylülerimiz de bu pislikten, beladan Bayram Ağamın sayesinde kurtuldular.

Bunu İstanbul'daki köylüm olan büyüklerden iyi bilenler var. Bu anı ile Bayram Ağa'ya ve cümle geçmişlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Sağlıcakla kalın...


Yazarın Diğer Yazıları