HAYATA BAKIŞ

Her birimizin geçtiği köprü, hepimizin kullandığı ortak alan, kadınımızla, erkeğimizle, genç ve yaşlımızla, Müslümanı ve Müslüman olmayanıyla, Türkiyeli ve dünyamızla içinde olduğumuz, olmazsa olmazlarımızdandır hayat.

"Hayat nedir?” diye sorduğumuz insanların çoğunun cevabı budur. Hayatı sadece, yeme, içme, gezme, yatıp kalkma, zevk ü sefa etme olarak görenler de var. Yaşam veya hayat denilen zaman süreci, bir başka deyişle; ömürdür.

Doğarız, bebeklik yaşarız, genç oluruz, yaşlanır ve bir gün ölürüz. Hayat, adeta mevsimler gibidir.

Mevsimlerden İlkbahar; doğum, gençlik ve yeniden dirilişi,

Yaz; Olgunluk, dinamizm ve kudreti,

Güz; yaşlılık, iş görememe ve piri faniliği,

Kış; ölümü ve şeb-i arusu temsil eder.

 

Hayatımızı süsleyen, yaşama sevinci veren, mutsuzluğu, umutsuzluğu bir kenara atan, karamsarlığa veda eden, dimdik ayakta durmaya vesile olan ilke diyebileceğimiz hususlar vardır. Bunlardan birkaç tanesini sayacak olursak şunlar çıkar karşımıza;

 

Ne yöne gidersen git, doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

 

"Allah rızası için çalışmak”. Allah rızasını açalım; Yaptığın işi sadece hasbi olarak yap. Hesabi, çıkar amaçlı, menfaat temin edici yöntemlerden uzak kal.

 

İnsanları yargılayıcı olma. Konuşurken; "sen”  sözünü sık sık dile getirme. Parmak sallayarak konuşma. Parmak sallayarak konuşmak, tehdit anlamı taşır.

 

Kimseyi küçük görme. Kendini Kaf dağında sanma. Karşındaki muhataplarına hakaret etme. Sevdiklerini, inandıklarını tahkir etme. Unutma ki başkasının tanrısına söversen, o da senin tanrına ve kutsalına söver.

 

Kendin için istediğini başkaları için de iste.

 

Bir kötülük gördüğün zaman; elinle değiştir. Buna gücün yetmezse dilinle değiştir. Buna da gücün yetmezse kalben buğzet (Öfkelen, kız). Bu sonuncusu imanı zayıf olanların işidir.  

Yapmadığınızı söylemeyiniz. İkiyüzlü, olmayınız.  

 

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

 

Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.

 

Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.

 

Hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

 

Dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca, şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.

 

Dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.

 

Kâinattaki her zerrede Allah'ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O; camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah'ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur.

 

                Yaşadıkça

 

Kıldan ince kılıçtan keskin, hayat imtihan,

Doğan girer, ölen çıkar iki kapılı han,

Değiştirilemez hiç el ele verse cihan,

Yaşadıkça her zaman ellerine dikkat et!

 

Aldatmasın kimseyi menfaati dünyanın,  

Canlara zehir olur şatafatı dünyanın,

Sabun köpüğü gibi, saltanatı dünyanın,                                   

Yaşadıkça her daim, hallerine dikkat et!

 

Yalan yanlış konuşma, karşına çıkar her an,

Sen kimseyi incitme, incinmesin tek insan,

Kalp gözünle iyi bak, üzülmesin hiç bir can,

Yaşadıkça dünyada dillerine dikkat et!

 

İyi yapış şaşırma sırat-ı müstakimden,

İntikama uğrama, Hüda-i müntekimden,

Ne gelirse yanlıştır, Allah dışında kimden,

Yaşadıkça âlemde yollarına dikkat et!    


Yazarın Diğer Yazıları