RAMAZAN BURUK GEÇİYOR, BAYRAM DA BURUK!

Uzun zamandır evlerde inzivadayız. Bu hal, hepimizin sağlığı için. Eğer milletçe kurallara uyarsak bayramı buruk geçirsek bile sonraki günlerimiz huzurlu ve sağlıklı geçer. Elbette kurallar bizim içindir. Müslüman kurallara uyar. Devlet erkânımız; "vatandaşıma eziyet edeyim, onlara zulüm yapayım…” sevdasında değil. Devlet ricalimizin gayesi; huzurlu, sağlıklı, mutlu bir millet içinde olmaktır.

"Ben kural mural tanımam kardeşim. Aklıma estiğini yaparım, benim özgürlüğüme kimse zincir vuramaz…” hamakatinin anlamı yok. Adamlık, ülü'l emre itaattedir. Serkeşliğin manası yok. Allah korusun ikinci bir salgın dalgası gelse-ki bu çok daha tehlikeli olur- o zaman, bugünkü günleri de ararız!

Öyle veya böyle, tabii ki hepimiz sıkıldık, hepimiz gezmeyi, parklara bahçelere gidip soluklanmayı isteriz. Bunu gören idarecilerimiz, 65 yaş üstü ve 20 yaş altına; "Soluklanma, gezinme fırsatı” verdi. 4 saat de olsa, sosyal mesafeyi koruyup, maskeli olarak yürüyüş yapıp nefes alma imkânına kavuşacağız.

Ama böyle bir yaşantıyı hayatımızda hiç görmediğimiz için normal olarak zor geliyor. bendeniz de evlerde kalmanın, zor günlerin verdiği ruh haletiyle şiirler yazdım, yazıyorum. İşte onlardan birkaç tanesi;

 

Üzüldü Sultan!


Üç aylar diyarından bir konuk geldi,

Aramıza girince üzüldü Sultan,

Eyvah dedi şaşırdı hüzünle doldu,

Belaya yeterince üzüldü Sultan!


Seyretti ahvalimiz ne haldeyiz biz?

Kadını erkeğiyle vebaldeyiz biz,

Bu Ramazan gözyaşlı melaldeyiz biz,

Halimizi sorunca üzüldü Sultan!

 

 

 

 

 

Seccadesini alan hemen koşardı,

Bu yıla kadar herkes bunu başardı,

Camiler teravihte dolup taşardı,

Virüs yere serince üzüldü Sultan!

 

İftar sofralarına canlar gelmiyor,

Muhabbet meydanları gönle dolmuyor,

Sahur vakitlerinde yüzler gülmüyor,

Böyle aya erince üzüldü Sultan!

 

Vaazlarla kürsüler öksüz kaldılar,

Mukabele hatimler hüzne daldılar,

İlahiler naatlar yaslı oldular,

Gözyaşını görünce üzüldü Sultan!

 

 

Küskün!

 

Kutlu günüm şenliğim, bayramım bitti,

Günlerim haftalarım, aylarım bitti,

Dostlarla tebessümüm, seyranım bitti,

Gecelerim gündüzüm, yıllarım küskün!

 

Caddeler yapayalnız, kaldırım ıssız,

Ağaçlar boynu bükük, kuşlarsa sessiz,

Hayalet şehir oldu, iller kimsesiz,

Adımlayamadığım, yollarım küskün!

 

Güller hüzünden soldu, bülbül ötmüyor,

Parklar insansız kaldı, sevgi tütmüyor,

Yakınım uzak oldu, eller tutmuyor,

Kucaklayamadığım, kollarım küskün!

 

Okullar öğrenciler, gözümde tüttü,

Söyleşiler sohbetler, özümde tüttü,

Lisanlarım sustu da, yazımda tüttü,

Sohbet edemediğim, dillerim küskün!

 

Selam veremiyorum, cananlarım yok,

Kelam edemiyorum, yananlarım yok,

Aşkın deryalarında, yunanlarım yok,

Zümre-i muhabbette, hallerim küskün!

 

 

 

 

Kirlettik!


Pınar özünü bozduk göle saldırdık,

Denizleri ırmağı suyu kirlettik,

Ormanları doğayı çöle kaldırdık,

Sahilleri doğayı koyu kirlettik!

 

"Dengeyi bozmayın” der yüce Rabbimiz,

Kimler kulak veriyor buna hangimiz?

Bozduk tamamen Haktan gelen rengimiz,

Elimiz ayağımız boyu kirlettik!

 

Evlat isyankâr oldu atayı takmaz,

Aileler bozuldu anaya bakmaz,

Muhabbetler azaldı öğütler akmaz,

Akrabalık bağını soyu kirlettik!

 

Sözlerimiz hedefsiz hakka varamaz,

Gözlerimizse fersiz canı göremez,

Özlerimiz değersiz canan giremez,

Ziyafeti şöleni toyu kirlettik!

 

Bizler böyle değildik ne oldu şimdi?

Geçmişe dönüp baktım gözyaşım indi,

Nice değerler vardı hepsi de sindi,

Tefekkürü terk ettik huyu kirlettik!

Yazarın Diğer Yazıları