Hayata Yeniden Gülmek

Gülmek stresin, nedensiz ağrının, evhamın panzehri olarak bilinir. Kendimize faydası yanında, güldüğümüz zaman karşımızdakinin beyninde, ayna nöron denilen hücreleri aktif hale getirip onun sağlığına katkıda bulunuyoruz. Gülmenin ortama yayılan bulaşıcı bir frekansı vardır. Ortamda durmadan kahkahalarla gülen biri varsa birazdan insanlar tebessüm etmeye başlar, neye güldüğünü bile anlamadan karşıdakinin frekansını yakaladığı anda eşlik ederek kahkahalara boğulur.

Gülmenin en güzel örneğini bizim için çocuklar oluşturuyor. Yapılan çalışmalarda tespit edilen; bir çocuk gün içerisinde neredeyse 400 yakın gülümseme gerçekleştirirken yetişkin bir kişi 2000’li yıllarda 16 gülümseme gerçekleştirirken günlük stres kaynaklarından dolayı günümüzde daha da azaldığını söylemek güç olmasa gerek. Çocukların bitmek tükenmek bilmeyen enerjilerinin kaynağı, kaygıdan ve stresten uzak gülmek ve gülmenin etkisiyle beynin salgıladığı mutluluk hormonlarının olduğu kanaatindeyim.

Gülmenin mekanizmasının temeli yüz kasları ile oluşmakta ve mutluluk hormonları da bu mekanizmalar sayesinde aktif hale gelir. Beyin ise mutlu olduğunda stres düzeyini ve stres hormonlarının azalması sağlayarak, bağışıklık hücrelerinin sayısını çoğaltarak hastalıklara karşı direncinizi arttırıyor. 

Gençlik hormonu olarak da bilinen büyüme hormonu salgılanmasını arttırarak yaşlanmayı yavaşlatıp geciktiriyor. Güçlü ve güzel birkaç dakikalık kahkaha, sadece ruhi stresinizi azaltmıyor, kaslarınızı gevşetip kas ağrılarını ve kas spazmını azaltıyor, üstelik bu etki 45 dakika  kadar sürüyor.

Sinirlendiğimizde ise böbreküstü bezi hemen alarma geçiyor, salgılanan hormonlar nedeniyle kalbin atışı hızlanıyor, damarlar büzüşüyor, kan pıhtılaşmaya yönünde eğilim gösteriyor. Bu durum kalp krizi, felç geçirme riskimizi 2 kat artıyor. Tamamen kolay bir işlem olan gülümsemekse, kırmızı kas çizgilerimizi yumuşatıyor, rahatlatıyor, tehdit algısını ortadan kaldırıp çözüme zemin hazırlıyor dolayısıyla kaygılarımız azalıyor. Stres sırasında salgılanan hormonlar azaldığından kalp krizi ve felç riskimiz düşüyor. Üstelik gelecekle ilgili ümidimizi artırıp, dikkatimizi güçlendiriyor ve yeni fikirler üretmemize katkıda bulunuyor.

Geçici olarak kendinizi mutlu hissetmenizi sağlayan, vücudun kendi üretimi doğal bir ağrı kesici olan endorfin salgılanmasını sağlıyor. Gülme sırasında kan dolaşımını hızlandığı için kalp damarlarının fonksiyonunu düzenleyerek, kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösteriyor. Ağır hastalıklarla bağışıklık sisteminin mücadele etmesini kolaylaştırıyor, iyileşme süresini kısaltıyor. 

Spor yaparken tüm hücrelerin daha bol oksijen al masında olduğu gibi hem akciğerler egzersiz yapmış oluyor hem de bu sayede hücrelerimiz yenileniyor, beynimiz eskisinden daha canlı bir şekilde çalışıyor. Sağlık kendiliğinden geliyor. Ömür boyu sağlığa giden yolda gülümsemenizin hiç eksik olmaması dileklerimle.


Yazarın Diğer Yazıları