TBMM’de Bir Gece

TRTHABER'deki Anadolu Soruyor programında konuğumuz AK Parti Genel başkan yardımcısı Öznur Çalık'tı. Hanımefendi kişiliği, engin siyaset kültürü ve pratik çalışma becerisi ile örnek bir politikacı.

Sosyal Politikalardan sorumlu olan Çalık, program boyunca AK Parti iktidarının sosyal yatırımlarını anlattı. Anlatırken derinlere daldım. 70 sente muhtaç, işsizine, hastasına, muhtacına sahip çıkmaktan aciz bir Türkiye'nin geldiği seviye bir gazeteci olarak beni gururlandırdı. Bir gazeteci diyorum, çünkü bir gazeteci olarak o yıllarda bir türlü bitirilemeyen yatırımların, iş bulamadığı için günlerce aç-perişan dolaşan vatandaşlarımızın, hastanelerde adeta sürünen hastalarımızın haberleri ile meşguldük. Bize başvuran her konuda muhtaç insanımızın derdine derman olamadığımız günleri hatırlayıp, "şükür” dedim. Şükür ki, artık bu tür haberleri yapmıyoruz. Şükür ki, artık bu tür haberler bize gelmiyor..

 

Program sonrası yolumuz TBMM'ye uğradı. Meclis bahçesinde ilk olarak Konya Milletvekili Mehmet Babaoğlu ile karşılaştık. Eski Bakan ve AK Parti'nin ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a bir şeyler anlatıyordu. Cevdet Yılmaz ile hukukumuz bir hayli eski olduğundan destur almadan yanlarına vardık. Kulak verdik… Babaoğlu, Yılmaz'a otomobil fabrikasının Konya'ya yapılması gerektiğini anlatıyordu. Biz de destek verdik. Anlaşılan genel kurul boşluklarından istifade Babaoğlu, Konya kulisi yapıyordu. Gönülden sessiz bir teşekkür ile ayrıldık yanlarından.

Ardından vekil Abdullah Ağralı ile karşılaştık. Yeniden Şırnak-Siirt bölgesi ile görevlendirilmiş ve görevi memnuniyetle kabul etmiş. Ağralı aynı koltukta iki karpuz taşıyor. Hem Konya milletvekili hem de gönüllü Şırnak milletvekili. Meclisteki son gelişmeleri değerlendirdik ve bir gün bizi de Şırnak'a götürmesi sözü alarak ayrıldık.

Hacı Ahmet Özdemir'e ise ayaküstü hayırlı olsun temennisinde bulunduk. Şaşırdı.. Nereden duydunuz diye. Az önce Öznur Çalık'ı TRT'de konuk ettiğimizi duyunca gülümsedi. Hacı Ahmet Özdemir yeniden AK Parti Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık'ın yardımcısı olarak seçildi. Kendisine başarılar diledik.

Ardından, vekillerden Halil Etyemez, Leyla Şahin Usta ve diğer illerin vekilleri ile karşılaştık. Zor bir hafta bekliyor onları. Meclis İç Tüzüğü ile ilgili kanun maddeleri genel kurulda hayli tartışmalı geçeceğe benziyor.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya milletvekili Ahmet Sorgun'da meclise bir ulusal haber kanalındaki programından sonra gecenin yarısına doğru geldi. Bir hafta boyunca Mecliste AK Parti'nin nöbetçi genel başkan yardımcısı olarak görev yapacakmış. İşi zor. Bir taraftan Konya meseleleri, diğer taraftan teşkilat genel merkezindeki görev ve diğer yandan ise bu tür özel görevler. Allah hepsine güç kuvvet versin.

Bizimkisi program yaptığımız TRT'nin Sefaretler stüdyolarına yakınlığı dolayısıyla meclise ayaküstü bir ziyaret. Gece yarısını bir hayli geçe ayrıldığımızda vekiller mesaiye devam ediyorlardı. Bir de "bu vekiller ne iş yaparlar diye sorar ya vatandaşlar”. Bilmeden, araştırmadan… Dillere pelesenk edilmiş bir cümledir bu. Biz yerinde gördük ki, vekiller çalışıyor. Çoğu zaman uyku bile uyumadan çalışıyorlar.

Bizde bu muhalefet varken, Meclis de ne iş biter, ne de kavga…

Bazen düşünürüz, "milletin menfaatine olan kanunların çıkmasına neden engel oluyorlar ki” diye. İnanın iş olsun diye engel oluyorlar. İş olsun ki, muhalefet çalışıyor desinler…

O gün de Meclis'te ilginç gelişmeler oldu. Bu sefer CHP ile HDP birbirine girdi. Bana sorarsanız Meclis Genel Kurul'unun en sıkıcı tarafı ne diye? Başlarken ki, günden dışı konuşmalar derim. Meclis kanun çıkarmak üzere toplanırken, maddelere başlamadan önce gündem dışı konuşmalar olur. Herkes o kürsüde arz-ı endam ederek, kendini göstermeye çalışır. Olur-olmaz, lüzumlu-lüzumsuz o kadar çok şey konuşulur, sinir katsayıları o kadar zorlanır ki, "bu konuşmalar niye yapılıyor ?” diye kızarsınız. Çünkü niye yapıldığını anlayamazsınız. Ama demokrasi var memlekette, konuşma hakkı var herkesin, milletvekillerin ise kürsü özgürlükleri var. Yapacak bir şey yok. Umarım yeni tüzük değişikliğinde "lüzumsuzluğu” üzerinde herkesin fikir birliğine vardığı konuşmalar kaldırılır. Veya azaltılır.


Yazarın Diğer Yazıları