SESSİZ ÇIĞLIK

Bundan 20 yıl öncesiydi. Bir çocuk şenliğinin organizasyonunu yapıyordum. Gelen çocuklara hediye şeker dağıtımı yapmak istiyoruz. Katılım yüksek olur diye 1000-1500 şeker alacağız. Bildiğimiz lolipop türleri. Toptancılarda şeker alırken pazarlık yapmak için, "Çok alacağız, biraz daha uygun bir fiyat olur mu?” diye sordum. Satıcı Bey, "İnanın olmaz. Biz de dolarla alıyoruz.” dedi.

Yıllardır hafızama kazınan bu cümle; Türkiye'nin halini kafamda özetlerken dünyanın dolarla terbiyesini de açıklıyordu. İkinci Dünya Savaşı'ndan beri dünya, Amerika'nın tahakkümü altında. Kendi bastığı, karşılığı hazinesinde olmayan dolarıyla borçlanan başka bir ülke yok; ama her ülke de buna boyun eğiyor. Çünkü ekonomisini ayakta tutan silah, ilaç ve enerji alışverişi tüm dünyada dolarla yapılıyor.

Türkiye'de her 10 yılda bir, "Yeni Dünya Düzeni” denilen devletlerin beslediği, Amerika kışkırtmalı darbeler olurdu. Son 18 yıldır bunu yapamadılar. Teşebbüsleri de önlendi. Bu sefer ikinci silahları "dolar kamçısı”nı kullanıyorlar. Her 2-3 yılda bir ekonomimizi emirleri altında tutmak için şahlandırdıkları silah. Yıllar önce Kıbrıs gazisi bir öğretmenimiz anlatmıştı. Kıbrıs Harekatı'nda biz ısrarcı olunca; Amerika son anda silah satışını durduruyor ve askerlerimiz silahsız kalıyor ama sabaha kadar çalışıp kendi üretimimiz silahlarla çıkartmayı yapıyoruz, boyun eğmiyoruz.

Amerika, dünyada istediği her ülkeye dolar, ambargo ve işgal üçlemesiyle girip kan kusturuyor. Son 100 yıl; Müslüman ülkeler bu azgın devin istilalarıyla baş etmek için uğraşıp durmaktadır. Tukidides; milattan önce 4. yüzyılda yaşamış ünlü tarihçi. Yunanistan'ın iki büyük kenti Sparta ile Atina arasında 40 yıl süren ünlü Peloponez Savaşı'nı anlatırken; savaşın çıkış sebebini dünyada bugün de değişmeyen bir kurala bağlar: "Yükselmekte olan bir gücün, egemen olan diğer bir gücü onun yerine geçmekle tehdit etmesi”. Dünyaya 100 yıldır Amerika, dolarla egemen güç ama Çin, büyüyen dev olarak para birimi Yuan'i küresel ekonomiye kabul ettirdi ve özellikle enerjisini Yuan ile pazarlıyor. Çevresindeki ülkelerle bağlar kuruyor, Sovyetler ile anlaşmalar yapıyor. Ve işte "Tukidides Tuzağı”… Amerika büyüyen bu devi tehdit kabul ediyor.

Gelelim bize… Türkiye şekerini bile dolarla alırken, haşhaşını üretmezken; kendi silahını, uçağını, arabasını üretip ambargolara, darbelere, dolar kamçısına karşı dimdik bir savaş veriyor. Mevlana hazretleri der ki; "Şems bana öğretti ki, eğer dünya üzerinde bir Müslüman üşüyorsa sen ısınamazsın. Şimdi ben ısınamıyorum”. Biz de ısınamıyoruz. Rahat uyuyamıyoruz. Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin çektiği sıkıntılar yüreğimizi parçalıyor. Doğu Türkistan; petrol, doğalgaz ve altın yatağı. Amerika buranın Çin'in gözetiminde olmasını istemiyor. Çin, batıya açılan kapısı Doğu Türkistan'ı elinde tutabilmek için zulüm uygulayıp, asimile çalışması yapıyor. Dost görünümlü düşman Amerika bunu pompalıyor. Biz ne yapabiliriz?

Bizi hep "Uysal Müslüman” olarak tutmak isteyen güçler bize; "Siz ibadetinizi yapın ama ekonomiye karışmayın, büyümeyin. Dünyanın düzenine karışmayın.” Morfinini verdiler ama biz adaleti hakim kılmak istiyorsak; siber teknolojiden tarıma, hayvancılıktan bankacılığa kadar tüm güç odaklarına hakim olmalıyız. Tüm dünyada ve Doğu Türkistan'da acı çeken Müslüman kardeşlerimiz… Çığlığınız sessiz değil. İliklerimize kadar duyuyoruz. Dualar ediyoruz. Ama dik durun. Bu ümmet artık rahmetiyle şahlanacak.


Yazarın Diğer Yazıları