Hakaret Edemezsin Ağa !

2014’ün ağustos ayıydı. Günlerden pazar. Takvim 10’unu gösteriyordu. Sabah 06.00 ‘da seçim bürosunda buluşmuştuk. 07.00’ de herkes görevli olduğu okulda aslanlar gibi hazırdı. O gün sabahtan akşam 17.00’ye kadar yoğun hadiselerle karşılaştık, hakaretlere maruz kaldık. Ama her daim sabrettik.
 
17.00’den sonra, bütün gün ayrılmadığımız görev yerlerimizde artık günün anlam ve önemini belirten sonuca yaklaşıyorduk. Takvimin ayın 10’unu gösterdiği gün bu aziz milletin ilk kez cumhurbaşkanını kendi seçeceği gündü. 
 
Sonuç belliydi. Kazanacaktık. Ama yüzde kaç ile? 
 
Elhamdülillah yüzde 52’ydi. Elhamdülillah bu ülkenin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmuştu.
 
Şimdi niye böyle bir giriş yaptım?
 
Yüzde 25 oyu zor alan, altmış yıldan fazla kendi başına iktidar olamayan partinin, her girdiği seçimde kaybeden bir genel başkanının, bu ülkenin yüzde 52’sinin oyunu almış bir cumhurbaşkanına hakaret etmesini an-la-ya-mı-yor-um.
 
Önümüzde yakın zamanda seçim yok. Seçim olsa bile Cumhurbaşkanımız siyasi parti lideri değil. 
 
O genel başkan çıksın ve partisinin kongresinde yapmış olduğu konuşma metnini kimlerin hazırladığını ya da kimlerden direkt olarak aldığını açıklasın.
Çünkü o genel başkan o hakaretleri Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzüne karşı söyleyebilecek cesarete sahip değil.
 
Geçmiş senelerde Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin genel kurul günüydü. 
 
Kürsüde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan…
 
Erdoğan, salondaki o genel başkana bakarak:  “Bana diktatör ifadesini kullanan kişiler var, karşımda şu anda bulunuyorlar. Tayyip Erdoğan diktatör olacak, sen meydanlarda dolaşacaksın öyle mi ? Önce ağzınızdan çıkanı kulaklarınızın duyması lazım” demişti.
 
İşte asıl yiğitlik, asıl mertlik budur.
 
Kendi partinin kongresinde, kendi parti mensuplarının karşında bu ülkenin liderine atıp tutarsın. Ama asıl adamlık o sözleri kendi evinde değil, hakaretlerinle hedef aldığın kişinin mekanında, yüzüne karşı söylemektir.
 
Bu konuda söylenecek daha çok şey var ancak nefes tüketmeyi pek lüzumlu görmüyorum.
 
Genelden yerele dönecek olursak, yakın zamanda gerçekleşen rektör atamaları sonucunda, Selçuk Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin hocamıza yeni görevinde başarılar diliyorum. Uzun yıllardır üniversitemize hizmet veren hocamızın, rektörlük görevine atanması ile birlikte artık hem şehrimizin hem de üniversitemizin bilimde daha iyi noktalara geleceğinden eminiz. 
 
Hocamızın; rektörlük binasının kampüs içerisine taşınması, alternatif enerji kaynaklarının kullanımı konusunda önemli yatırım planlamaları, akademik personele Toki ile toplu konut ve hobi bahçeleri fırsatı, bilimsel danışma ve makale destek merkezi gibi, onlarca proje ve hizmeti sadece ilimizde değil ülkemizde ses getirecek şekilde gerçekleştireceğinden şüphemiz yok.
 
Üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olsun

Yazarın Diğer Yazıları