Söz Konusu Vatansa

Hükümetimiz ve Türk Silahlı Kuvvetleri başarılı operasyonlar gerçekleştirdi. Cizre temizlendi. Sur temizlendi. Terör yuvaları darmadağın edildi. Altmış kelle bir yerde, on dakikada itinayla alındı.
İç meselelerde çalışmalar sürerken, Ortadoğu’da ki kan, gövdeyi götürmeye devam ediyor. Sessiz ve kayıtsız kalamazdık. Hak edene hak ettiği gibi davranıyoruz. Hatta az bile yapıyoruz.
Asıl anlatmak istediğim mesele farklı. 
Birilerinin kuyruğuna bastıkça, hiç ummadığımız yerlerden sesler geliyor. Bu bizim doğru yolda olduğumuzu gösterir. Doğru bildiklerimizden şaşmamalıyız. Duruşumuzdan taviz vermemeliyiz. Ülke içinde veya sınır ötesinde, operasyonlar sonucunda hangi örgüt müsveddesine bağlı olursa olsun, bir tek terörist kalmayıncaya kadar, kararlılıkla yolumuza devam etmeliyiz, ediyoruz. Bu süreci kararlılık ve başarıyla aşacağımızdan eminiz. Milletimizin de güveni tam.
Artık millet, sistemin yavaş işlemediği, bürokrasinin asansörünün arıza çıkarmadığı, tam ve yetkili temsilin hizmet odaklı çalışacağı günleri istiyor. 
Türkiye, otuz yılı aşkın süredir bireyi risk, özgürlükleri tehlike gören ve vesayeti kurumsallaştıran darbe ürünü 1982 Anayasası’na itiraz ediyor, fakat bu anayasa ile yönetilmeye devam ediyor. Bugün artık daha net ortaya çıkmıştır ki ; toplumsal meşruiyetten yoksun 1982 Anayasası, Türkiye’nin yeni vizyonuna yol haritası olmaktan uzaktır.
İnsan onurunu, haklarını ve nihayetinde insanı merkeze alan, devleti bireyin haklarını koruma, huzuru temin etme, ülke kalkınmasını sağlama organizasyonu olarak tasarlayan demokratik, sivil ve özgürlükçü yeni anayasa, Türkiye’nin öncelikli ihtiyacıdır. 
Bugüne kadar yürürlüğe konulan anayasaların ortak özelliği, devlet aklı ve vesayet ruhuyla yazılmasıdır. Millet bu süreçte yoktur. Sivil duruşa, sivil topluma, sivil siyasete kapalı anayasacılık mekanizması, milleti devre dışı bırakmıştır.
Mevcut anayasaya dair itirazlardaki tutarlılık, “Yeni anayasa yapmalıyız” kararlılığına dönüşmüştür.
Millet “ben varım”, millet iradesi “ben hazırım” diyor. Yeni anayasaya dair yoğun taleplerin, yeni anayasa içeriğiyle ilgili, kapsamlı tekliflerin oluştuğu bir sürecin içerisindeyiz. 
Bu yoğun talep ve teklifleri, bir araya getirmek, ortak akıl penceresinden kararlı bir sese dönüştürmek üzere, ‘’Ortak değeri insan onuru, ortak hedefi güçlü ve büyük Türkiye’’ olan AK Parti sahaya inmiştir,  vatandaşlara sivil anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgili bilgilendirme yapmaya başlamıştır.
Bu ülkede AK Parti’nin ilk kez iktidar olduğu günden beri, söz de karar da milletindir. 
İki ana felsefe olmalı artık ;
1- Başkan Erdoğan
2- Erdoğan Başkan
Felsefenin temelinde  iki madde var ;
1- Erdoğan millettir
2- Millet Erdoğan…
2010 yılının eylül ayının başıydı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, basın mensuplarına şöyle konuştu : 
‘’Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, Başbakan olsan ne yazar, Genelkurmay Başkanı olsan ne yazar, Bakan olsan ne yazar. Bir gün gelecek öleceksin, 2 metre bir mezara gömecekler ve ‘Başbakan niyetine’ demeyecekler ; ‘Er kişi niyetine’ diyecekler. ‘Cumhurbaşkanı niyetine’ demeyecekler ; ‘Er kişi niyetine’ diyecekler. Ben bir boydan farklı bir mezar istiyorum. Durum bu ‘’ dedi…
Bu ifadeleri okuduktan sonra gel de bu Adam’ın arkasından yürüme şimdi.
Konuyu buradan ‘’Köşe yazarı bu kadar açık tarafını belli eder mi ? Sizin göreviniz tarafsızlık ilkesi doğrultusunda görüşlerinizi halka yansıtmak değil mi ? ‘’ diye başka yere çeken birileri elbette var.
Kusura bakmasın birileri, söz konusu vatansa, tarafsızlık şerefsizliktir.
 

Yazarın Diğer Yazıları