BİR MÜSLÜMAN HASTALIĞI: CEMAATÇİLİK

Cemaatler yahut tarikatlar İslam akaidine uyduğu ve ahiret sultanlığını bırakıp dünya sultanlığı peşine düşmedikleri takdirde sorun teşkil etmezler. Bir kişinin bir cemaate bağlanması, onu sevmesi ve onun büyümesini istemesi anlayışla karşılanabilecek bir durumdur. Bu, insanın yaratılışında var. Ancak her hususta olduğu gibi bağlılığı ifrata kaçırmamak gerekiyor. Sorun cemaatler, tarikatlar, mezhepler değil cemaatçilik, tarikatçılık, mezhepçilik. Yani kendi cemaatinden başkasını düşünmemek, kendi tarikatından başkasını sapkın görmek, kendi mezhebinden başkasını Müslüman görmemek. "Varsın dünya yansın da benim cemaatime bir şey olmasın!” "Gerçekten böyle düşünen var mı?” derseniz ben size "Kaç tane istersiniz?” diye sorarım.

İsmi lazım değil (zaten sözü okuyunca tahmin edeceksiniz) bir cemaate bağlı kişilerden biri bana "Biz Mason olduğunu bile bile yıllarca Demirel'e oy verdik.” demişti. "Başı bağlı olarak kız çocukları üniversitelere gelemez.”, "Başörtülüler Arabistan'a gitsin.” diyen bu kişi İslami bir cemaat tarafından neden desteklenir peki? Kendisini oy için bu cemaatten göstermiş ve bu cemaati desteklemiştir de ondan. Gerisi mühim değil. Bakın az önceki sözü söyleyen zatımuhterem oy verme gerekçesini de nasıl izah ediyor: "Ben kuzularımızı kurtarmaya çalışıyorum.” Kuzularından kastı cemaat üyeleri. Peki ya efendi İslam dünyasının kuzuları ne olacak? Ülke ve ülkede yaşayan kuzucukları kim kurtaracak? Kesilebilirler değil mi? Yeter ki sizin kuzuların menfaati kesilmesin. O siyasinin cinsi, cibilliyeti, inancı ve ülkeye verebileceği zararın mikyası ne olursa olsun bunlar bir mana ifade etmiyor değil mi? Yeter ki size zarar vermesin yahut size destek versin. Size destek veriyorsa varsın yansın dünya. Çünkü aslolan İslam veya İslam alemi değil cemaatiniz. Aynı zihniyetle başörtülü milletvekiline "Bu kadına haddini bildirin!” diyen Ecevit desteklenmemiş, şefaatçi olmak istenmemiş miydi?

Benzeri durum bir kısım tarikatlar için de geçerli. Cennete girmeyi kendi şeyhine bağlayan az mı? Efendim rüyasında görmüş de cennetin kapısında şeyhi bekliyormuş, kendisine bağlanan herkesi cennete almış, yanındakilere "Bize bağlı başka kimse kaldı mı?” sorusuna "Hayır.” cevabını alınca "E hadi o zaman biz de girelim.” demiş, miş. Acaba o şeyhin kendini kurtarmaya garantisi var mı ki kendine bağlanan herkesi kurtarabiliyor? Bırakın efendiler bu tarikat güzellemelerini, mürşit yarıştırmalarını. Bu uydurmacalar o mürşide söylense sizi dövmezse bir güzel azarlar. Aslolan keramet değil istikamettir. Hz. Peygamber'in kızının garantisinin olmadığı yerde senin şeyhinin esamesi dahi okunmaz.

Hz. Peygamber "Hayırda yarışın.” buyurmuştur. Tarikatlar, cemaatler hayırda ve hizmette yarışmalıdırlar. Devleti ele geçirmekte değil, kendinden olmayanı sapkın yerine koymakta değil, kendi cemaatinden başkasını düşünmemekte değil. Şayet inandığınız bir İslam varsa bilin ki İslam bu sizin zannettiğiniz şey değil, şayet inandığınız bir Allah varsa bilin ki sizin bu zanlarınızı o emretmiyor. Derdi İslam, vatan ve millet olan, küçük değil büyük düşünen istikamet sahiplerine selam ve dua ile…

 

 


Yazarın Diğer Yazıları