Dünyanın Kadim Sorunu Filistin

Yıl 1980’ler. Bendeniz daha neyin ne olduğunu bilmeyen bir sabi. Filistin’le ilgili bugün hatırımda, elleri bağlı bir Filistinliyi taşlarla döven İsrail askerlerinin görüntüleri var. Yıl 2014. Değişen sadece İsrail’in artık hayvanlığını modernleştirip taşla, sopayla değil son model silahlarla yapıyor olması. Değişen başka bir şey olmadı.
Filistin... Üç dinin gözbebeği olan kutsal topraklar. Yahudilerin kendilerine gelip Theodor Herzl önderliğinde devlet kurma fikrine sahip olmaya başladıkları II. Abdülhamit Han zamanından beri bir türlü gün yüzü görmeyen kara bahtlı şehir. Ortadoğu’daki şehirlerin altından kara, üstünden kırmızı akar. Anaların gözünden de şeffaf… Filistin, bir türlü düzelmeyen, düzeltilemeyen, düzelttirilmeyen dünyanın kadim sorunu. Çünkü İsrail vurur, Filistinliler ambargo yer; İsrail zulmeder, Filistinliler zalim olur; İsrail barbarlık yapar, Filistinliler barbar olur… İsrail; Batının şımarık, her istediğini hesap vermeden yapan çocuğu. 1948’de İngilizlerce o topraklarda peydahlanmış piçi. Müslüman öldürmeyi ibadet sayan, o toprakları ele geçirmek için yapamayacağı olmayan ve bu da dinlerinin emri olan zalim, esfeli safilin, barbar, vahşi Siyonistler.
Peki bu sorun nasıl hallolur? Bu sorunun nasıl hallolacağını Kur’an’daki Yahudi tarihi bize öğretiyor. Kuran Musa peygamberin kıssasını şu şekilde anlatıyor. Musa (as) Yahudileri Mısır’dan çıkarıp Tih çölüne yerleştiriyor. Orada Kudret helvası(Mantar) ve bıldırcın eti yiyerek günlerini geçiriyorlar. Ancak bu yediklerinden sıkılıp Musa’ya (as) bu durumu şikâyet edip “…Bizim için Rabbine yalvar, yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan bitirsin.” dediklerinde Musa da onlara şunu söylüyor: “Ey milletim, Allah’ın size yazdığı kutsal yere (Kudüs) girin. Ardınıza dönmeyin. Yoksa kaybedenler olarak dönersiniz” Yahudiler “Ey Musa(as) bu şehrin halkı (Amelikalılar. Filistinlilerin aslı işte bu Amelikalılardır.) orada olduğu sürece biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip savaşın, biz burada oturuyoruz dediler.” diyerek büyük bir edepsizlik ve korkaklık örneği sergiliyorlar. Sonuç? Bu işe yaramaz güruhla Musa aleyhisselam, Tih çölünde tam 40 yıl dolaşıyor. Bu korkaklar güruhu ölüp de çölde Musa ve Harun medresesinde okuyan yepyeni bir nesille Musa aleyhisselamın ölümünün ardından Yûşâ nebi Kudüs’ü fethediyor. Bütün bunları niye mi anlattım? Ey Filistinli, vatanını ne buradan kalkıp gelecek olan ben, ne de yeryüzüne inip gelecek olan Allah kurtaracak. Vatanını, namusunu, canını, malını, şerefini sen kurtaracaksın. Biz ve Allah da yardımınıza koşacağız sonra. Sürekli dünya liderlerinden, devletlerinden bir fetih bekleyip durma. Enver Sedat’a, Hüsnü Mübarek’e, Saddam Hüseyin’e İsrail’i yenecek ve bizi kurtaracak gözüyle bakıp durdunuz. Şimdi de Başbakanımıza… Kurtuluş kimsede değil, kurtuluş sizde. Dimdik doğrul ve kalk. Öleceksen de ağaçlar gibi dimdik öl. Tanklara taş atmayla bir yere varamayacağını artık ne olur anla. Attığın 100 tane katyuşya roketinin İsrail’e bir iki tanesinin düştüğünü, onların da kız kaçıran hükmünde olduğunu yalvarırım artık anla. Anlıyorum paranız yok, devletiniz var ama yok hükmünde, ordunuz yok lakin İsrail harekâta başladığında10 tane suikast silahıyla 100 tane İsrail askeri öldürseniz İsrail bu kadar askerini feda edemez ve masaya oturmak zorunda kalır. Şimdi ne oluyor? İsrail kızgın bıçağın tereyağından kolayca geçtiği gibi Gazze’den ve Müslümanların üzerinden kolayca geçiyor. Ey Filistinli, artık birbirinizle didişmeyi kesin, bir olun, diri olun, iri olun ve bizleri burada kahretmeyi bırakın. Ey Filistinli, Musa’nın İsrailoğullarına söylediğini unutmayın! “Allah’ın size yazdığı kutsal yere (Kudüs) girin” ve onları oradan çıkarın. Filistinlilerin Kurtuluş Savaşı’nın vakti hala gelmedi mi?
Allah’a dayan, sâye sarıl, hikmete râm ol
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol (M. Akif)


Yazarın Diğer Yazıları