Ermeni Soykırımı  

      Yıl 1915. Tam 100 yıl önce. Osmanlının en buhranlı dönemleri… Bir yıl öncesinde yani 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na girmişiz, pek çok cephede cansiperane hem düşmanla hem yoklukla savaşıyoruz, Çanakkale gibi binlerce vatan evladını toprağa gömen bir hengâmeden yeni çıkmışız, Filistin, Kanal, Kafkas cepheleri anamızı değil analarımızı ağlatmış bu sefer de başımıza Ermeni çeteleri musallat oluyor. İngilizlerin ve Fransızların göz yumduğu, Rusların kışkırttığı ve desteklediği Ermeniler özellikle Doğu Anadolu’da isyan çıkartıp köyleri basmaya ve kadın, çocuk, ihtiyar demeden eline geçeni öldürmeye başlıyor. Bizimkiler de karşılık vermeye başlayınca Anadolu’da bir kaos ortamı doğuyor. Sonuç? İttihat ve Terakki hükümeti 14 vilayet ve 10 mutasarrıflıktan Ermenileri Suriye’ye sürme kararı alıyor. Yolculuk esnasında görevlilerin keyfi davranışları ve de hastalık gibi durumlardan Ermenilerden ölenler oluyor.
          Kısaca özetlediğimiz bu tarihi olay artık tarihi bir olay değil. Ermeniler tarafından tarihi mesele olmaktan çoktan çıkarıldı. Zira Türk hükümetinin defalarca “arşivler açılsın, tarihçilerden mürekkep bir komisyon bu olayı görüşsün…” tekliflerine her seferinde cevap verme tenezzülünde dahi bulunmadı. Çünkü Ermeni devletinin derdi hakikatlerin ortaya çıkması değil, bu işten acaba ne kadar parsa toplayabiliriz derdidir.
Türk devleti artık bu işi tarihçilere bırakalım tezinden bir an evvel vazgeçmelidir. Çünkü bunu kimsenin önemsediği falan yok. Ciddiye alan da… O halde karşı tarafın anladığı dilden konuşacaksın. Karşı taraf bu işi “kulis ve propaganda” çalışmalarıyla yürütüyor. Gerçekler siyasilerin umurunda bile değil. Fransa’da Ermeni soykırımının olmadığını söylemenin suç sayılması ile ilgili yasa tasarısının kabulünde evet oyu veren bir milletvekili bizim televizyonlarımızdan birine “Bu konu hakkında aslında çok bir bilgim yok. Bir zamanlar Ermenilerin 1915’le ilgili açtığı bir fotoğraf sergisini gezmiştim, çok etkilenmiştim. Onun için evet oyu verdim.” diyor. Bir başka milletvekili de “Eskiden komşum olan bir Ermeni kadın vardı. Zaman zaman asansörde karşılaşır ve merhabalaşırdık. Komşuluk hatırı için evet oyu verdim.” diyecek kadar bilgisiz, derinliksiz, duygusal davranan insanlar. Bir başkası da okuduğu kitap sebebiyle… Fransa’ya bu yasayı kabul ettiren Ermenilerin bu çalışmaları olmuştur. Ermenilerle siyasi bir savaş halindeyiz. Ve üzgünüm beyler savaşı kaybediyoruz. Çünkü onların yaptığı kulis çalışmalarının, birebir markajın binde birini bile yapmıyorsunuz. Her sene Amerikan başkanı “soykırım” demedi diye derin bir nefes alıyor sonra artık önümüzdeki maçlara bakacağız diyerek bir sonraki seneyi bekliyoruz. Demoklesin kılıcı gibi tepemizde sallanıp duruyor. Aslına bakarsanız bu aymazlığın sebebi eskilere dayanıyor. ASALA’nın 1973’teki ilk eylemi olan Amerika’daki diplomatlarımızın öldürmesinin ardından bizim hükümetten gelen yanıtı şimdi sakince, sinirlenmeden okuyunuz: “Yanıkyan’nın (Mıgırdıç Yanıkyan. Suikastı gerçekleştiren Ermeni) da söylediği gibi şayet bu olaylar yaşanmışsa 1914-15 yılında olmuştur. Yani Osmanlı Devleti döneminde. Hâlbuki Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kurulan yeni bir devlettir. Olayların bizimle ilgisi yoktur.” Aferin size, bravo. Kocaman alkışlar. Böyle redd-i miras yaparak kurtulacağınızı sandınız değil mi politika dâhileri sizi. Siz olayların bizimle alakası yoktur deyince zaten suikastı düzenleyen Yanıkyan da sizden özür dilemesi lazımdı. “Pardon bi yanlışlık oldu abi” diye. Sonuç? Pek çok ülkede Ermeni soykırımı olmamıştır demek yasak, suçtur, hapis cezası gerektirir. Kazanan? Maç daha bitmedi ama ilk yarıda Ermeniler önde. Biz tarihe; yapan, eden Osmanlıydı, biz cumhuriyetiz veyahut bu işleri tarihçilere bırakalım diye yaklaşmaya devam edersek Ermenilerden daha çok gol yeriz. Futbolda en önemli şey adam adama markajdır. Soykırım yasasının görüşüleceği yerlerdeki milletvekilleri ile birebir görüşmeler yapılmalı, sinema filmleri çekilmeli, çok ucuza kitap satışları yapılmalı, halka broşürler dağıtılmalı, belge ve fotoğraf sergileri düzenlenmeli vesaire… Yoksa 200 yıldır küme düşme hattında olan Türk milletine küme düşürürler maazallah. Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları