İnsanlığın Başbelası Komünizm Ve 1 Mayıs

Her 1 Mayıs’ta sokakta polisle çatışan komünist gençlere acıma ve merhamet hissiyle bakarım. Zira sapkın bir ideolojinin peşinde hem dünyalarını hem ahiretlerini mahvetmelerini izlemek yüreğimi sızlatır. Ahiretlerini mahvediyorlar; zira komünist ideolojide Allah’a yer yoktur. Ateist bir rejimdir. Dünyalarını mahvediyorlar; zira sürekli polisle ve askerle çatışmalarından dolayı tutuklanıyorlar. Polisle çatışmalarının nedeni polisin tutumu, sert müdahalesi yahut başka bir neden değil. Çatışmanın nedeni komünizmin kendisidir. Zira bu ideolojide bir ülkeye komünizm ancak çatışarak ve kan dökerek gelir. Komünizm iktidara ikna veya seçim yoluyla gelmez. Tıpkı Çin, Rusya, Küba, Kamboçya ve diğer komünist(hakikatte sosyalist) ülkelerde olduğu gibi. Bunu bilen komünistler, sokak çatışmaları ile bir halk ayaklanmasını amaçlamaktadırlar. Bu ayaklanmanın sonucunda ise bir oldubitti ile komünizmi kurmayı hedeflerler. Bu sebepten komünistler çatışmalara çok önem verir. Gezi olaylarının ilerleyen aşamalarında barikatların kurulup günlerce polisle çatışmanın nedeni hakikatte budur. PKK da aynı zihniyetin ürünüdür. PKK  komünist bir örgüttür. Askerimiz ve polisimizle çatışmasındaki temel neden işte budur.
Avrupa tarihi derebeylikler ile insanlıklarından çıkmış, köle gibi çalıştırılan insanların tarihini yazar. Sadece karınları doyan, her şeyleri derebeyinin iki dudağı arasında olan insanlar... Sonrasında Adam Smith, John Stuart Mill gibi ekonomistlerle kapitalizm kurumsallaşmıştır. İnsanlar derebeylerinin esaretinden kurtulduk derken paranın kölesi olmuş ve insanlık tarihinin arabası sağa toslamıştır. Sonrasında Karl Marx ve arkadaşı Friedrich Engels insanlık tarihine bu sefer de komünizm belasını sarmış, insanlar paranın esaretinden kurtulduk derken devletin kölesi olmuş ve araba bu sefer de sola toslamıştır. İki yönetim biçimi de insanı merkeze almayan, zalim ideolojilerdir. Zira kapitalizmde aslolan para iken, komünizmde aslolan devlettir. Aslına bakarsanız komünizm rejiminde devlet yoktur. Komünizm öncesinde halkı görevlere ve sorumluluklara alıştırmak için bir geçiş dönemi olarak sosyalizm kurulur. Halk, görevlerini kontrole gerek duymadan yapmaya başladığında artık devlete ve paraya gerek kalmamıştır ve komünizm kurulabilir. Bir kere bunu devleti yönetenler istemez. Bu sebepten komünizme geçmiş bir devlet kurulmamıştır/kurulamamıştır. Zira bu ütopya insanın yaratılışına aykırıdır. İşte bu sosyalizm aşamasında aslolan devlettir ve devlet için bireyin hakları ve her şeyi feda edilebilir. Tıpkı şu anda Çin’de düzenli bir şekilde kişilerin başına kurşun sıkılarak yapılan idamların ardından, devletin tasarruf politikası gereğince o kurşunun parası, idam edilen kişinin ailesinden alınması gibi. Bu tüyler ürperten durum komünist bir rejim için son derece normaldir. Zira komünizmde/sosyalizmde aslolan devlettir. Halk devlet için yaşar. Zaten Çin’deki sosyalizmin kurucusu olan Mao Zedung’un “Kızıl Kitap”ında HER AY DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE köylü nüfusun binde 0,5’i, şehirli nüfusun ise binde biri idam edilmelidir der. Böylelikle hiç kimse devlete karşı gelmeyecek ve hatta korkudan aklından bile geçiremeyecektir. Bu sapkın düşüncenin tezahürü olarak Mao 46 bin aydını ve hatta partideki en yakın çalışma arkadaşlarını bile idam ettirmiştir. Halen de dünyadaki en çok idamın gerçekleştirildiği ülke işte bu sebepten Çin’dir. Mao’nun takipçisi olan Kamboçya devlet başkanı Pol Pot’un “GÖZLÜK TAKAN HERKESİ İDAM ETTİRMESİ” komünizmin çektirdiği acılardan sadece biridir. Pol Pot, İktidarda olduğu sürede toplamda 1 milyondan fazla insan öldürmüştür. Stalin’in devletleştirme politikası gereği çiftçinin önce bu yılki mahsullerine, ardından gelecek sene ekilecek olan tohumlara da el koymasının sonucunda Rusya’da tam 6 MİLYON insan açlıktan ölmüştü. Bunun önemi yok. Önemli olan devlettir. Kuzey Kore’de ölen devlet başkanı Kim Jong İl için ağlamayanların tutuklanması komünist bir rejim için normal ve gerekli şeylerdir. Komünizmin insanlık tarihine geçen zulümleri yazmakla bitmez. Komünist devletlerde öldürmeler, zulümler, işkenceler ne yazık ki sıradan şeylerdir. İşte 1 Mayıs ve diğer bahanelerle bir umutla komünizmi kuracağız diye polisle çatışan ve işçilerle alakası olmayan bu gençlerimize neden acıyorum dememi anlamışınızdır. Kandırıldıkları için ülkemizde de böylesine korkunç bir yönetim biçimi kurmaya çalışıyorlar. Ne yaptıklarının farkında değiller. Onlar eşitlik, adalet, kardeşçe paylaşımı getirecekleriyle aldanıyorlar. Cenap Şehabettin ne güzel söylüyor: “Altından kendini koru; zira hiç kimse zehri bakır kupada sunmaz.” Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları