MUTLU BİR AİLENİN ŞARTLARI

    Son yıllardaki boşanma oranları mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Bunun istatistiğini tutmaya gerek yok. Etrafımızdaki boşananları saysanız 5-10 kişiyi bulursunuz. Herkes boşanıyor. Evlilikler acep birkaç yıllığına mı yapıldı diyesi geliyor insanın. Bir yıl olmadan boşanan insanlar var. İnkar edilemeyecek bir sosyolojik bir travma halini aldı boşanmalar. Bu vahim tablodan da aslen çocuklar etkileniyor. Zira bir çocuk anne ve babasından boşanamaz. Anne baba sevgisinden mahrum büyüyen çocuklar geleceğin sorunlu bireylerine adaylardır. O halde bu sorunun sebebini ve çözüm yollarını irdelemek gerekir.
    1- İSLAMİ OLMAYAN BİR YAŞAM. Serkeş, bohem ve zevkperest bir yaşantı kişiye görevlerini unutturur. Görevler yapılmazsa tartışmalar ve akabinde kavgalar çıkar. Sonun nereye gideceğini söylemeye gerek yok. Şunu unutmamak lazım gelir ki Allah'tan korkmayan kimden korkar? Allah'tan korkmayan bir bayan eşine yemek yapar mı, evini temizler, çocuklarına iyi bir anne olmaya çabalar mı? Peki Allah'tan korkmayan bir erkek evine, eşine ve çocuklarına sahip çıkar, maişet kazanır mı yahut eşini, çocuklarını dövebilir mi? Allah korkusunu yüreğinde besleyen kişi ben bunları yapmazsam çocuklarım ve eşim benden hakkını mahşerde alır der. Herkes birbirini sever ve sayar. Efendimiz (sav) "Kadın dört şey için nikâhlanır: Malı için, soyu-sopu için, güzelliği için ve dini için... Sen dini bütün olanı seç.” buyurmakla aslolan dini yaşantısının veya ahlakının olduğunu vurgulamakta. Emir büyük yerden saygıdeğer arkadaşlar.
    2- SAYGI. İnsanlar birbirlerini seviyor lakin saymıyor. Saygının olmadığı yerde de sevgi o mekanı terk ediyor. Sevgiden ve aşktan çok daha ehemmiyetlidir saygı. Zira saygı olmadan sevgi asla olamaz. Saygıdeğer gençler, eşlerinize asla saygısızlık yapmayın. Sayın erkekler, erkekler saygıyı daha çok kadından bekler ancak ne kadar saygı istiyorsanız o kadar saygıyı siz de ona vermek zorundasınız. Çünkü saygı kendisiyle alınıp satılan bir şeydir. Ne kadar verirsen o kadarını alırsın. O halde eşe saygı duymayı sayın hemcinslerimiz önce biz öğretmeliyiz eşimize. Saygıda kusur olursa Allah korkusu da işe yaramayacaktır.
    3- GÖREVLERİN EKSİK YAPILMASI. Kızlarımızın kabul etmesi gereken şey şu ki ev işleri kadınlarındır ve bunları bitamam yapmaları gerekir. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki istediğiniz kadar güzel olun veya istediğiniz kadar dininiz güzel olsun, güzel yemek yapmadıktan sonra hiçbir kıymeti kalmaz sahip olduğunuz meziyetlerin. Yemek yapmayı aksatmayın ve hatta güzel, farklı yemekler yapmak için uğraşın. Bu hususta en büyük yardımcınız Google olacaktır. Asla beyinizin önüne akşam saati kahvaltı koymayın. Saygıdeğer beyler. Unutmayın ki eşiniz sizin köleniz, emir eriniz değil. Ona sürekli emir vererek saygısızlık yapmayın. Ufak tefek işlerinizi kendiniz yapın. Unutmayın ki Efendiler Efendisi (sav) söküklerini diker, yerleri süpürür, keçileri sağarmış. Ufak tefek işlerde eşinize yardımcı olunuz ki onun sevgisini kazanın. Efendimiz (sav) Hz. Ali ile Hz. Fatıma evleneceklerinde onlara şu güzel öğüdü vermiştir: “Ey Ali! Fatıma'yı sana cariye, seni de ona köle veriyorum.” Bu şu demektir ki eşler birbirlerine hizmet etmek zorundadır lakin bir taraf sürekli diğer tarafa değil.
    4- 3. VE 4. KİŞİLERİN EVLİLİKLERE KARIŞMASI. Çıkan kavgaların başlıca sebeplerinden biri ortalığı karıştıran 3. (genellikle erkeğin annesi) veya 4. (genellikle kızın annesi) kişilerdir. Onların sözüne bakıp niye böyle yaptın, niye şöyle yapmadın diye tartışma çıkarırsanız unutmayın ki sizin hayatınız mahvolacaktır. Evlilik iki kişinin. Kaynanaların değil. O halde evliliğe başkalarını karıştırıp onların sözleriyle hareket etmeyin. Sorunlar olduğunda onlara danışın ancak kararları siz alın.  Asla başkalarının sözleriyle hareket etmeyin. Yoksa yuvanız yıkıldıktan sonra çocuklarınızdan ayrı düştüp dünya başınıza yıkıldığında yalnız başınıza kalırsınız. Zira herkes bir kenara çekiliverir.
    5- EŞİNİZLE “BENİM PARAM” MUHABBETİ YAPMAYIN.
Eve giren para herkesindir ve herkes ihtiyacı ölçüsünde para harcasın. Kimse kimseye benim param, ne istersem yaparım demesin. Yoksa hem eve giren para yetmez hem de kavgalar başlar. Aslolan ne kadar kazandığın değil ne kadar harcadığındır. Düzgün harcamayı bilirsen her halükarda kazanılan yetecektir. Erkekler kadınların istediklerini alsın ve isteklerini karşılamayarak onlara zulmetmesin. Kadınlar da beylerinin getirdiği maaşı beğenmemezlik etmesin, parayı har vurup harman savurmasın.
    Hasıl-ı kelam. İyi bir eş, kişinin dünyadaki cennetidir. Kötü bir eş ise cehennemin dünyadaki halidir. Öyle bir eş seçin ki size iki cihan saadeti yaşatsın. Evleneceğiniz eş hanım hanımcık veyahut beyefendi olsun. Unutmayın ki evlenmeden size kaba davranan kişi, evlendikten sonra neler yapar. “(Onlar) 'Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!' derler.” (Furkan suresi 74) Selam ve dua ile...


Yazarın Diğer Yazıları