‘Türklerin Çiçeğini Yedik’

    İngiliz tarihçiler Çanakkale savaşından kasıtla “Türklerin çiçeğini yedik.” derler. Buradaki çiçekle neyin kastedildiğini bir İngiliz raporuyla açıklayayım sizlere. İngilizler, Türkler Turan’ı kurabilir mi diye uzmanlarına rapor hazırlatıyor. Raporda şöyle deniyor: “Türkler Turan’ı kuramaz. Kursa kursa Anadolu Türkleri kurar, onlar da kuramaz zira ONLARIN GENÇLİĞİNİ ÖLDÜRDÜK.” Çanakkale savaşı bizler için kelimenin gerçek anlamıyla tam bir Pirus zaferidir. Yani kazandık ancak binlerce fidanımızı kaybederek. İngilizler Çanakkale’ye kendi evlatlarını göndermedi. Ancak biz kendi evlatlarımızı gönderdik. Onlar da bizim gibi aşağı yukarı 250 bin civarında asker kaybetti ancak umurlarında bile olmaz. Zira o kaybettikleri İngiliz değil Fransız, Yeni Zellandalı, Avustralyalı, Hintli, Cezayirli, Senegalli... Fakat 250 şehidimizin hepsi bizim evlatlarımızdı. Galatasaray, Konya, Kayseri ve diğer idadiler (lise) yıllarca mezun vermedi. Neden? Bütün çiçeklerimiz, körpelerimiz yok edildi de ondan.
    İngilizler dünyanın en kurnaz milletlerinden biridir. Kendileri haricindeki milletleri birbirine düşürmekte gayet mahirdirler. İngiltere, sömürgesi olan Avustralya’dan asker istiyor ve Avustralya hükümeti 20 bin asker sözü veriyor. Gel gör ki bu 20 bin tamamlanamıyor zira kimse savaşa gitmek istemiyor. Çünkü Osmanlı ile İngiltere arasındaki savaş onları ilgilendirmiyor. İngilizlerin ne yaptıklarını şimdi iyi okuyun. Avustralya’nın bir madenci kasabası olan Broken Hill’nin önemli bir gününde kasabanın önemli insanları İngilizler tarafından öldürülüyor ve Osmanlı bayrağı asılarak kasabada yaşayan iki Müslüman suçlu gösteriliyor. Halk da Osmanlıdan bunun intikamını almak için askere yazılıyor ve daha önce toplanamayan 20 bin askerin yerine 400 bin asker toplanıyor. Cephede Türkleri tanıyıp aldatıldıklarını anladıklarında da İngiltere’den ayrılıp yeni devlet kurma fikri uyanıyor. Yeter mi, yetmez. İngiltere bu sefer Hindistan, Senegal gibi Müslümanların yaşadığı yerlerde de şöyle propaganda yapıp asker topluyor: “Almanlar halifeyi esir aldı. Onu kurtarmaya gidiyoruz.” Temiz niyetli Müslümanlar da kimle savaştıklarını bilmeden Çanakkale’de halifenin ordusuna karşı savaşıyorlar. Ne zaman anlıyorlar bunu? Siperler birbirlerine çok yaklaşıp da sabah sessizliğinde Türk tarafında okunan sabah ezanından. Ey Müslüman İngiliz’in ve onun peydahladığı piçi olan Amerika’nın ve onların sahibi olan İsrail’in oyununa gelmekten artık ne zaman bıkacaksın?
    İngiliz’in kurnazlıklarıyla uğraştığımız yetmezmiş gibi bir de kendi komutanlarımızla uğraştık. Osmanlı kendi komutanları kendine yetmezmiş gibi Almanya’dan komutan ithal etmiş ve onlar da umursamadığı Mehmetçiği kırmış geçirmiştir. Kerevizdere ile Zığındere’de Alman komutan Sanvers, İngiliz makinalı tüfeklerini susturmadan 1. tümene süngü tak emri verip üzerlerine sürer. Sonuç? 1. türmen biçilir. 2. tümene süngü tak emri verir. Sonuç? 2. tümen de biçilir. Durduran olmaz ve 3. Tümene süngü tak emri verir. Sonuç? 3. tümen de biçilir. 16 bin tane evlat, kardeş, abi, baba, yeni damat sevdiklerine sarılamadan vatanın toprağına sarılır. Toprakta üzerine basacak toprak kalmaz.
Düşman sinsi ve kavi, yöneticiler basiretsiz, imkânlar yok ancak ortada bir şey var: ZAFER. Ve bu zaferi hiç kimse üzerine alınmasın. Bu zafer MEHMETÇİĞİNDİR. Askerin görevi ölmekse, komutanın görevi onu yaşatmaktır. Ve asker ölerek bu zaferi kazanmıştır. 1. Cihan Harbine 3 milyon askerle girdik. Ve hepsi bugünleri yeşertmek için toprağa ekildi. O derece askersiz kaldık ki yaşa bakmadan 45 kiloyu bulan her “çocuğu” askere almaya başladık. Cumhuriyetimiz kuruldu şehitler devam etti. Ne pahalı topraklarmış bu topraklar. Bu topraklar için ödediğimiz bedeller artık yeter. Allah çiçeklerimizi yiyecek düşman, yedirecek basiretsiz yöneticiler, komutanlar vermesin bu milletin başına. Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları