AĞACI KURT, İNSANI DERT YER

Kurt, ağacı nasıl içinden yiyerek çürütürse dert ve üzüntü de insanı öylece hırpalar, yıpratır. Ağacın içindeki kurt zamanla, içten içe kemirerek ağacın kurumasına neden olur. Sıkıntı ve dertte insanı huzursuz eder. Çözüm bulamadığı zaman sağlığını kaybedip hasta olmasına neden olur. Bu durumda kişi problemini en yakınlarına açarak çare bulunmasını istemelidir. Böyle davranmazsa kurdun ağacı kemirmesi gibi, dert de insanı çökertir, ruhsal dengesini bozar.

Hiçbir destek sürekli olmaz. Bunun için insan yapacağı işte başkalarının desteklemesine güvenmemeli, yalnız kendi gücüne dayanmalıdır. Her şey gelip geçicidir. Mal mülk gün gelir elden
gidebilir, insanlar ölür ve yok olurlar. Bu nedenle insan daima kendi başının çaresine bakıp, kimseyegüvenmemelidir. Her zaman ve her yerde destek aramamalı, ayaklarımızın üzerinde durmayı öğrenmeliyiz.

Zira ağacın kurdu içinde olur. Bir topluluğu çökertip yıkacak öğeler, sinsi sinsi içerde çalışırlar. Bir ağacının kökleri inanç, azim, kararlılık, çalışkanlık gibi gıdalarla beslenirse kök üstünde gövde oluşması, filizlenmeler yani bilgi inşası meydana gelmeye başlar.

Bilgiler birbiriyle bağlantılı bir şekilde üst üste konarak büyür, kollara ve ünitelere ayrılır. Her ünite kendi içinde yeni alt ünitelere, yapraklara ve meyvelere ayrılır. Böylece ağacın tüm üniteleriyle gelişimi yani bilgi kazanımı insan ölünceye kadar devam eder. Ancak içine nifak tohumu girdiği andan itibaren kurur.

Ağaçtan söz etmişken, ağaçlar, doğanın süsü ve güzelliği olduğunu unutmayalım. Bunun ötesinde, bize çeşitli faydaları vardır. Onlara zarar vermeyelim. Bazı çam ağaçlarının uç dallarındaki kabuğu soyarsanız, altındaki özsuyun şekerli olduğu görülür. Çocuklar, bu özsuyu emmek için, ellerinde çakılarla, ağaçtan ağaca tırmanıp dururlar.

Ağızlarını tatlandırmak için, büyük bir istekle büyüyen güzelim çam filizlerini acımadan soyarlar. Giderek ağaçların kurumasına yol açarlar.Oysa çam ağaçları, soylu güzellikleri, sağlam keresteleri yanında, bize meyve de verirler. Fıstık çamı denilen o tür çamlardan, bazı yörelerimizin halkı geçimini sağlayacak kadar para kazanır. Çocukların, fıstık toplayıp yemeleri daha iyi olmaz mı?
Bu örnekte görüldüğü gibi, ağaçlara karşı iyi davranmıyor, bilerek, ya da bilmeyerek onlara zarar veriyoruz. Elimize bir çakı geçince, önümüze gelen ağacın gövdesini çiziyor, adımızı yazıyor, resimler yapıyoruz. Kabukların, ağaçların derisi olduğunu, deri kuruyup yok olunca da, ağacın öleceğini unutuyoruz.

Yapraksız, meyvesiz ağaç çabuk kurur. Yalnızlık Allah'a mahsustur. İnsan gücünü çevresinden alır. Babanın dosta düşmana karşı, kolu kanadı olan evlâtlarına güvenerek dolaşması, onlardan güç alması güzel bir durumdur. Kişi daima yakınları ile başarıya ulaşır. Ayrıca iş ortamında da öyledir. Başarmak için işi ehline vererek, ekip halinde işe koyulmak gerekir. Ki, başarıya ulaşılsın. Ekip olmadan başarıya götürmek hem zaman ve hem de kişinin yıpranmasına neden olur.
    
Faydalı eser veren, erdem ve bilgi ile donanmış olan bir kimseye yüksekten bakmaz, alçakgönüllü olur. Bir ağacın yenilen yemişi, o ağacı dikenin sadakası olur.”  Düşüncesi içerisinde, ağaçlara karşı merhametli olmamız lazımdır.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları