ARKADAŞ DEYİP GEÇME -2

Dünden yarım kalan hikâyemize devam edelim efendim! Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence "Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar sök" demiş.
Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona "Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş. Arkadaşlarla tartışılıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir.
Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin, ama bu delik aynen kalacak kapanmayacak. Bir arkadaş ender bulunan bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir, ihtiyaç duyduğunda sana yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar" demiş.
Maalesef ki, kötü arkadaş insanı cennetten bile alıkoyarmış. Şöyle absürd bir hikâye ile anlatalım.  
Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular.
Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu: "Affedersiniz... Burası neresi?" Kadın ona gülümsedi: "Burası Cennet, efendim"
Adam bunun üzerine sevinçle "Harika!" Dedi. "Peki, bana biraz su verebilir misiniz, gerçekten çok susadım" Kadın cevap verdi: "Tabi efendim, içeri girin. İçerde dilediğiniz kadarsa bulabilirsiniz”.   
Böylece adam köpeğine döndü, "Hadi oğlum içeri giriyoruz" diyerek kapıya yürüdü ama kadın onu birden durdurdu: "Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz."
Bunun üzerine adam bir an durdu, düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular... Bir sure geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular.
Yolun sonunda karsılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı. Adam sordu: "Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz "Dede "İçeri gel" dedi. "kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var.”
Adam sordu: "Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi? "Dede " Tabii" dedi. "Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kâse bulacaksın. "Bunun üzerine adam kapıdan girdi...  Biraz yürüdükten sonra sağ tarafta çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden köpek de oracıktaki kâseden doya doya içerek susuzluklarını giderdiler...
Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu: "Su için çok teşekkür ederim... Peki, burası neresi?" Dede "Burası cennet" dedi. Bunu duyan adam şaşırdı: "Ama nasıl olur?  Az önce Burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yerlere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler. "

 Dede "Su rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" Dedi.  "Ama orası Cehennem”
"Adam iyice şaşırmıştı: "Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?" Dede gülümsedi: "Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennetten uzak tutuyorlar”.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları