5 Mayıs 1949’da 10 ülke - İrlanda, Fransa, Belçika, Danimarka, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İsveç ve Birleşik Krallık - merkezi Strasbourg olmak üzere Avrupa Konseyi’ni kuran antlaşmayı imzalamıştı.
Şu an Avrupa Konseyi'nde 47 üye ülke bulunmaktadır. Türkiye, anlaşmayı 1949 yılında imzalamış... Konsey'in çalışma alanları insan hakları, medya, hukuki işbirliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel demokrasiler, sınır ötesi işbirliği, çevre ve bölgesel planlama gibi birçok alanı kapsıyor.
Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye ilk giren üyeler oldukları için "kurucu üye" statüsündedirler. Avrupa Konseyi'nin, Avrupa Birliği ile herhangi bir organik bağı bulunmayan ayrı bir uluslararası teşkilat olduğunu bilmek gerek…
Ancak günümüzde Avrupa Birliği'nin Avrupa Konseyi'ne ait bayrağı kullanıyor olmasının yanı sıra, Avrupa Konseyi ile AB'nin yakın işbirliği söz konusu mu evet söz konusu… Çünkü birçok ülkede Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin müşterek projeler gerçekleştiriliyor.
Avrupa Konseyi bütçesini, üye ülkelerin nüfus ve GSMH'sına göre hesaplıyor ve bu katk ılardan oluşuyor. Uluslararası hukukun insan haklarını genel bir biçimde ele alması Birleşmiş Milletler antlaşması ile gerçekleşiyor.
Aslında bu antlaşma insan haklarından çokça söz etmesine rağmen, bu hakların neler olduğuna dair bir açıklama da içermiyor.
Daha önce bahsettiğimiz Beyaz Rusya Belarus ülkesi Avrupa Konseyine girebilmek için aday ama Vatikan Ülkesi ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi nezdinde gözlemci sıfatı taşıyor. Bu gözlemcilik sıfatında ABD, Japonya ve Meksika’da var.
İsrailsiz bir Avrupa Konseyini düşünmek tabi ki hayal kırıklığı olur. Onlar da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi nezdinde gözlemcidir.
İleri bir tarihte katılma ihtimali doğabilecek devletler ise: Kosova’dır. Hoş! Kosova, Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi'ne üye pek çok devlet tarafından henüz tanınmamaktadır, nasıl olacaksa? Tüm üye devletler tarafından tanınması halinde Avrupa Konseyi'ne üye olabilecektir.
AİHM, UNESKO, NATO, BM, AB… Dahası da var da şu an aklıma gelmiyor. Bayraklarının renkleri farklı olsa da, dinleri aynı, dilleri ortak dil olan İngilizce… Bazen düşünüyorum! Bunların arasında benim ne işim var diye… Üstelik kıstasları da var…
Onlar dinlerini özgür yaşayacak demokrasi adına, bense hutbelerimi kısıtlayacağım onlara uyumsuz diye… Onlar yarı çıplak yaşayacaklar hayatı namus kavramından uzak, bense kıyafet mağduru olacağım, demokratik laikliğe aykırı diye…
Bu nasıl insan hakları mahkemesi? Bu nasıl Avrupa Birliği anlayışı? Çık çıkabilirsen içinden.
Selam ve dua ile…
