Allah'ın selamı, bereketi üzerinizden eksilmesin efendim. Bildiğiniz gibi oruç, cennete ileten bir yoldur. Nesai'nin sahih bir senetle rivayet ettiği bir hadiste Ebu Umame'den rivayet olunduğuna göre o şöyle demiştir: "Resulullah'a gelerek şöyle dedim: "Ya Resulallah beni cennete sokacak bir amel söyle!" dedim. Bunun üzerine Resulullah (sav)"Oruç tut, çünkü onun dengi ve benzeri yoktur" buyurdu.
Buhari ve Müslim'in rivayet ettikleri bir başka hadiste Resulullah(sas): "Allah rızası için bir gün oruç tutan kimsenin yüzüne Allah, o bir günlük oruç sebebiyle cehennemden 70 yıl uzaklaştırır." Buyurmaktadır. İşin doğrusu yaşanan olayların altında yatan asıl gerçeğin sırrına vakıf olmak gerekir…
Adamın biri uzun bir yolculuğa çıkacakmış. Evinde bulunan iki çuval dolusu buğdayı dönünceye kadar saklamaları için komşularına vermiş. Komşularından biri buğday çuvalını evin emin bir köşesine dikkatle saklamış. Öbür çuvalı açıp buğdayı tohum olarak, sürüp hazırladığı tarlaya saçıvermiş.
Adam yolculuktan dönünce komşulardan birine varıp buğdayı istemiş. Komşu sıkı sıkı sakladığı buğdayı köşeden çıkarmış. Dıştan sapa sağlam görünen çuvalı açınca, buğdayın bir kısmının bozulmuş, bir kısmının güvelenmiş, böceklenmiş olduğunu görmüş. Hiç işe yarar tarafı kalmamış buğdayın...
Adam boş çuvalı ne yapsın? Öfke içinde dönüp öbür komşudan buğdayını istemiş. Komşusu kolundan tutup: "Gel hele benimle"' demiş. "Sana buğdayımı göstereyim." Adamı alıp ekili bir tarlaya götürmüş. Başağa durmuş, verimli tarlayı göstererek: "işte" demiş" "buğdayın, bende kalırsa çürüyecekti.
Onu tohum olarak tarlaya saçtım. Hasat mevsiminde çuvallar dolusu buğday elde edeceğiz." Adam memnun bir tavırla gülümsemiş tabi, sonra da demiş ki: "Allah'a şükür... Gerçek irfan sahibi, anlayışlı bir dostum var. Öbür komşum kelimelerin akındaki manayı anlayamadı.
Zarfı sakladı amma içindekini ihmal etti. Diğer dostum ise kelimelerin dar kalıbında kalmadı. Özü anladı. Zarfın içindeki mektubu oldu... Aziz dostum! Yazın bu tarlanın mahsulünden iki çuvalını bana gönder. Gerisi sana kalsın. Sana verdiğim buğday, güzel anlayışının karşılığı saydır. Çok rica ederim kabul edin."
Efendim, iman sahibi odur ki, bela geldiği zaman sabreder. Allah yararsız hiçbir bela indirmez. Her bela bir iyiliğin öncüsüdür. Bu iyilik, ya dünya için veya ahret için olur. İmanlı kimse, belaya karşı sabırla karşı koyar. Allah gönderdiği için razı olur. Rabbim itham etmez. "Niçin geldi?" diye çıkışmaz. Sabreder ve dua eder.
Selam ve dua ile…
