CEZALAR CAYDIRICI OLUR MU?

Cezalar ne kadar caydırıcıdır bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki, düşündüğümde galiba olur diyorum. Yine de bir yarım öyle düşünmüyor! Vicdanlar karardıktan sonra her suçlunun başına bir bekçi dikseniz, o suç yine işlenir, diyesim geliyor.
Zaten cezalar da caydırıcı olsun diye icat edilmemiş mi? Bunu şu anekdotumuz daha güzel açıklıyor.
Köylünün biri gittiği şehirde merkebini çaldırır. Araştırırlar ama bulamazlar. Hayvanı her kim çalmışsa, getirip teslim ettiği takdirde ikram edeceğini, getirmediği takdirde bir zamanlar babasının yaptığının aynısını yapacağını tellal yoluyla ilan ettirir.


Hırsız ilanı işitince korkar ve getiri merkebi teslim eder. Daha sonra babasının yaptığı muamelenin ne olduğunu sorar. Köylü der ki: " Bir zamanlar babam da eşeğini çaldırmıştı. Ele geçiremeyince semerini omzuna vurduğu gibi köye dönmüştü. Sen merkebimi getirmeseydin ben de öyle yapacaktım.”
Aman bu cezaları dayakla karıştırmayın. Dayak hiçbir zaman çözüm değildir. Özellikle çocuklar üzerinde çok ciddi etkiler bırakır. Hayatı boyunca unutamayacağı etkiler… Yaşı ne olursa olsun geçmişte yediği dayağı asla unutamaz kişi…
Okulda dayak yiyen bir çocuk, babasına öğretmenini şikâyet etmişte babası: "Oğlum! Dayak cennetten çıkmıştır" demiş. Zeki çocuk şu karşılığı vermiş: "Baba! Dayak iyi bir şey olsaydı cennetten çıkmazdı!"
Babası bu cevap karşısında biraz düşündükten sonra tekrar devam eder: “Madem öyle, öğretmenin seni her gün niye dövüyor?" Oğlunun verdiği cevap yine manidar: "Benden kuvvetli de onun için…"
Demek ki, dayağın karşılığı güç gösterisi… Güce ulaşan bunun cevabını verecektir.

Kâinatın işleyişi kusursuz devam ederken, tüm doğa insanoğlunun hizmetine verilmişken onlara zarar vermekte bir haksızlıktır. Kişinin kendisine verdiği zarar da haksızlıktır. İnsan hem kendisine,  hem diğer canlılara ve hem de yaşamış olduğu çevresine karşı adaletli olmak zorundadır ve bunun bilinci içerisinde yaşaması gerekir

Özellikle sosyal hayatın içinde insan ilişkileri, hak ve hukuku adil olmaya zorlar. Olmadığı yerlerde isyan, kavga ve anlaşmazlıklar baş gösterir. Aile içerisinde de bu durum aynıdır, çalışma sahalarındaki iş ilişkilerinde de... Zira harcı adalet olmayan bir cemiyetin binası çürüktür. Ufak bir sarsıntı ile yıkılır.
O halde hiçbir kötülük cezasız kalmamalıdır. Yoksa adalet diye bir şey kalmaz. Ne ilahi ne de beşeri yasalarda cezasız hiçbir madde bulunmaz. Madem kötülük işleniyor, cezası kısasına göre verilmelidir. Verilmediğinde denge unsuru yok olur.
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni izleyeceğine ve ceza yiyeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal, daha iyi değil midir?
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları