DOĞRU OLAN ZENGİN OLABİLİR Mİ?

Yalan-yanlış söylenen sözler cemiyette prensip haline gelirse, doğru dürüst insanlara o cemiyette öcü gibi bakılır. Peygamberimiz asırlar öncesinde haber verir: «öyle bir zaman gelecek ki, iman ve onun icaplarını yerine getirmek ateşten kor haline gelecek...»Bir takım insanlar akla hayale gelmedik hilelerle zengin olsalar da yine de doğru olan insanların ben zengin olabileceğine inanıyorum.

Şayet bunu yalanlayacak olursam İslam tarihinde birçok zengin olan salih insanları inkâr etmiş olurum. Kaldı ki bunlar sıradan insanlarda değil…  Hz. Ebü Bekir (ra), Hz. Osman (ra), Hz. Hatice (r.anha), Hz. İmam Ebu Hanife (r.Aleyh) ve daha niceleri… Bu güzel insanların en güzel yanlarından biri de fakiri gözetip kollamak ve onlara yardım etmek…

Bu nedenle zengin diye onlara kapitalist-faşist bilmem ne ibareleriyle dostlarına, akrabalarına ve halka karşı düşmanmış gibi göstermek en büyük yanlışlıktır, kalleşliktir. Varsa dolandırıcılıktan, vurgundan, devletten mal kaçıran, o zaman ne söylesen haklısın diyelim. Seni kahraman ilan edelim.

Medeniyet ilerledikçe, hayati ihtiyaçlar çoğalır; o nispette de insani hak ve vazifeler artar. Bu yüzden çalışma ve didinmeler bazen kavgaya, dostluklar ayrılığa düşebilir. Hak-hukuk, ihmal edilerek gönüllerde ve iradelerde nefsanî arzular galebe edebilir. Yalan, aldatmak, istibdat ve tahakküm gibi meşru olmayan her vasıtaya başvurmak en kısa ye en doğru yol sayılır.

Hatta bilginin çokluğu bunu kolaylaştırır. Böyle bir zamanda istikamet üzere dosdoğru olarak yürümek güçlük arzeder.Hâsılı, «doğru olan zengin olmaz» ve «doğru söyleyen bir sen mi kaldın?» gibi sözlerin insanlıkla hiçbir bağlantısı yoktur.

Önceleri hükümdarı iken tahtı tacı bırakıp maneviyat sultanı olmaya azmeden, İbrahim Edhem (VIII. y.yıl) dünya malına karşı hiç tenezzül etmez ve kimseden bir şey istemezdi.Bir gün büyük velilerden çağdaşı ve hemşerisi ŞakikBelhi ile karşılaştı ve ona sordu: - Ey Şakik nasıl geçiniyorsun?

ŞakikBelhi cevap verdi: - Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. İbrahim Edhem: - Horasan'ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi. Belhi sordu: - Peki siz ne yapıyorsunuz? - Biz bulunca dağıtıyoruz, bulmayınca sabrediyoruz.

Bizim İbrahim Edhem Hazretleri hakkında söylemek istediğimiz bu değil. İbrahim Edhem'in, amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyeti o derece aşikâr, o derece göze batıcı idi ki görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.

Varlıklı bir kişi İbrahim Edhem'e yardım etmek istedi. İbrahim Edhem: - Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi. Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu: - Ne kadar paran var? - Üç bin altınım var. - Dört bin olmasını istemez misin? - Elbette isterim. - Beşbin olmasını? - İsterim. - On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?
- Şüphesiz çok memnun olurum.

- Zengin olduğunu söylüyorsun ama sen gerçekte züğürdün birisin. Sen, on bin değil yüz bin altının olsa yine kanaat etmez fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim.

Selam ve dua ile…
 


Yazarın Diğer Yazıları