DOĞRU SÖYLEYEN DOKUZ KÖYDEN KOVULUR MU?

Hani: “Doğruyu aç görmedim ben, eğriyi tok, eğri yay elde kalır, menzili alır doğru ok” diye bir söz vardır. Kimselere karşı yanlış yapmayanlar ve hak-hukuku gözeten insanlar için söylenmiştir. Yapılan işe veya satışa hile karıştırılsa, bunun fark edilmesi eve kadardır.

İnanmayanların sergiledikleri cesaret örneklerinde, maneviyatın yerini doğruluktan uzak yalnızca çıkarlar ve dünyevi hırslar almaktadır. Bu insanlar doğruluk kavramını yanlış alanlarda uygulamaya geçirirler. Asıl cesaret göstermeleri gereken konularda ise geride kalabilirler.

Söz konusu kişi vicdanının sesini dinleyip en sıkıntılı anında bile hakkı savunma cesaretini gösterir. Bir kötülükle karşılaştığı zaman ayette emredildiği gibi iyilikle karşılık vermek için çalışır. Ama etrafındaki kişiler onun bu davranışını yadırgasa da o en güzel ahlakın gereği olan doğruluğu seçer.

Adalet ise doğrulukla eş anlamlıdır. İnsanların huzuru da öyledir. Birilerinin doğruluğuna inanarak ve güvenerek bir iş yapıyorsunuz, kesinlikle bu işte bir yanlış olmaz diye biliyorsunuz. Böyle bir durumdaki kusuru, yanlışı ve hileyi anladığınızda tüm duygularınız ve inançlarınız o kişi veya kuruma karşı yıkılıveriyor. Onun için “inanılmak, sevilmekten yeğdir” denilmiştir.

Doğruluktan ayrılmayan kimse, murat ve meramına mutlaka erişir!.. Kendini doğrultmayanlar ise bir başkasının doğruluğunu bekleyemez. Çünkü baca eğri de olsa dumanı her zaman doğru çıkar.
Özünde, sözünde doğru olanların alnı açık, her daim yüzü ak olur. Zira doğruluk, hak kapısıdır.

Dünyada her insanın başta gelen görevlerinden biri de, doğruyu söylemek ve doğru olanı yapmaktır. Baba evladını, öğretmen öğrencisini, devlet vatandaşını bu minval üzere yetiştirirse, kimsenin başı ağrımaz. Bizde maalesef yıllar yılı bunun aksi yapılmış ve hâlâ da yapılmaktadır.

Bugün TV'de, radyoda ve diğer yayın ve basın organlarında işlenilen tema şudur: Yalan söylemek, aldatmak, atlatmak, yemin etmek, dolandırmak... Zekâ oyunları zekâ işaretleri olarak tanıtılıyor. Artık, iyi adam yok saf adam var; kötü adam yok açıkgöz adam var. Anlayış budur, maalesef. Bu kafa yapısı ile berhudar olmak mümkün müdür?

Sen yine de kovulmayı göze al. Neden mi? Çünkü doğru söz ve helal lokma, anahtarın dişleri gibidir. Gerçek yolunda yürümeyenler, daima yarı yolda kalırlar. Doğruluk, en büyük kuvvettir. Hileyi her zaman yener. Doğruluk, sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar. Doğru her daim yüce, yalan her daim cücedir. Doğru gidenin başı, duvara çarpmaz. Sen doğru ol, eğri belâsını bulur.
    
Hâsılı, bizim inanç sistemimizde doğruluk esas olmalıdır. Doğru söyleyen dokuz köyden kovulmak bir yana başlara taç yapılır. Bizim inanç sistemimizde yalanın, dolanın, hilekârlığın yeri yoktur, inanç sistemimize gönlünü veren herkes iyinin, güzelin, doğrunun hak olanın talibidir.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları