DOĞRU SÖZE NE DENİR?

Yuvanın temeli sevgi, sıcaklığı anlaşma, çatısı da saygıdır. Çocuğun sevgisini kaybetmeyen adam, büyüktür. En büyük çocuğunu uslandır ki, en küçüğü ona bakarak gayrete gelsin ve doğruları bulabilsin. Yoksa kardeşler arasındaki kıskançlık husumeti doğuracaktır. Birbirlerine karşı saygı, hayatı güzelleştirir. Çünkü sevgi karşılıklıdır. Bu hissettirilmediği sürece aile içerisinde bireyler yalnız yaşamaya kendilerini mahkûm ederler.

Çocuğun babasına veya annesine olan sevgisi en gerçek sevgidir. Ebeveyninde öyle. Ama fazileti öğrendikleri zaman insanı bahtiyar eder. Parayı öğrendikleri zaman; paranın öldürdüğü ruhlar, demirin öldürdüğü bedenden daha çoktur. Para her kapıyı açar ama kilitleyemez. Kilitleyebilseydi ölüm kapısı çoktan kilitlenirdi.

Azim er geç sonuca ulaştırabilir. Fakat eğer bu, aşamadığımız gurur içerisinde, hırs ve kine dönüştürülürse mutlaka sonu hüsrandır. Kin ve intikam alma hırsı, zayıf ve adi ruhların eseridir. Oysa insanlar balık gibidir. Balık sudan çıkınca, insan da, insanlıktan çıkınca ölür.

Önce doğru bilmek gerekir, doğru bilinirse, yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse, doğruya ulaşılamaz. Kötülerle düşüp kalkar, yarenlik edersen, iyiler seni kötü sanır. Hataların çoğalır, oysa hatalar saman çöpleri gibi suyun yüzünden giderler, insanlar da hemen görebilir.  

Doğruluk her ne kadar seni öldürse bile ondan ayrılma. Çünkü minare, nasıl rüzgâr estiğinde boynunu eğmezse, doğru yolda olan kişi de baş eğmez, dik yürür. Sen doğru ol, eğri belasını bulur.  Mükâfat mı? Mükâfat, zaten doğrunun tükenmez hazinesidir.

Tahsil ancak hayatın gerçeklerini kavramaktır. Ona ulaşmasa da hayatının sonuna kadar bu azimle gayret sarf etmelidir. Çünkü sevgi de, dayanışma da bu azmin içerisindedir. Bütün insanların tek sloganı vardır, o da barıştır. Barışın varlığı da bir gerçektir.

Ancak, okul gibidir, eğitimden geçer. Bir ülkede kölelikte olsa, baskı rejimi de olsa... Ancak inançsız bir toplum, düşmanlarını sevindirecek şekilde yaşar, ne barışı düşünür, ne de gayesini. Oysa imanın karşısında tabiatın sesi kesilir.

İnsanların kötüsü iyiliği kötülükle, insanların en iyisi kötülüğü iyilikle karşılar. O bilir ki, yalanın ipi kısadır. Bir takım çıkar ve unvan için çeşitli desiselere girenlerin sonu, gerçeklerle buluşmaktır. Bunlara merhamet etmek, onlara fenalık etmek olur. Çünkü güneşe bakan gölgeleri göremez. Haset ve kıskanç olur.  Oysa ateş odunları nasıl yiyip bitirirse, haset de insanın iyiliklerini öylece yer bitirir.

İnanç kaybolup, şeref öldü mü, insanda yok olur. Eğer büyük hırslar güdülmeseydi, küçük şeylerde pekâlâ insanları mesut kılabilirdi. Büyük insan diplomalı olan değil, istediği her şeyi başkalarının hakkını çiğnemeden elde edebilendir.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları