İNSAN HERŞEYİN ÖLÇÜSÜDÜR

İnsan akıl ve bir takım melekeler ile donatılmış, değişik durumlar karşısında kurtuluş yolu gösterilmiş, irade gibi kuvvelerle seçme ve sorumlu olmanın odak noktasında yerini almıştır. Ayrıca tabiatında mevcut istidat ve kabiliyetlerin gelişmesi için insan ilâhî mesaja muhatap olmuştur.

İnsan madde ve manadan oluşan, ilgi alanı geniş ve sorumlu bir varlıktır. İstidat ve kabiliyet bakımından önemli bir mevkie haiz olan insan, kâinatın bir özü hükmündedir.    İnsan, düşüncelerinin, inançlarının, geleceğe ait tahmin ve endişelerinin tesiri altında hareket eder.

Fert ve toplumsal hareketlerde birinci derecede inanç faktörünün etkisi söz konusudur, insan, kendi inancına zıt olan düşünce ve felsefî aksiyonlara, tabiî olarak karşı çıkar. Hatta kendi gibi düşünmeyenleri bazen ihanetle suçlar ve tenkit eder.

Bir insanın hayat ve kâinatı idraki her şeyden evvel, ferdin içinden çıkmış olduğu sosyal muhitin mahiyetine bağlıdır. Her insanın anlayış ve kapasitesi onun fizyolojik yapısı ve yetiştirilme tarzıyla yakından ilgilidir.

İnsan kendiliğinden, tesadüfen veya sebeplerin birleşmesiyle varolan bir canlı değil, bilâkis Allah'ın yaratmış olduğu bir varlıktır. Böylece insandaki yaratılma özelliğini de ortadan kaldır-maktadır. O'nun ilâhlık veya kendiliğinden olma özelliğini de ortadan kaldırmaktadır. Çünkü Ezelî ve Ebedî olan sadece Allah'tır.

İnsanın hedef ve gayelerini şekillendiren de şüphesiz inancıdır, düşüncesidir. Demek ki din, toplumun yapısal niteliğini belirleyen ilk unsurdur. Din ilâhî olmaktan uzak bir takım arzulardan hâsıl ölmüş ise toplumun dengeli ve düzenli olmasını sağlayamaz.

Çünkü bünyesinde bir takım caydırıcı unsurlar taşımaz. Fertlerin kötü alışkanlıklara kapılması, bağımlılık kazanması kaçınılmaz olur. Bazı kişiler «insan her şeyin ölçüsüdür» diyorlar! Hâlbuki insan aklı, aşılmaz duvarlarla sınırlıdır.

Bu sahayı sonsuz zannederek, bakar kör olduğu halde alabildiğine koşmak helake götürür. Eğer insan aklı, Allah (cc) ve kâinatla ilgili bütün bilgileri bilip halledecek olsaydı asırlarca devam eden bilgiler bir gün biterdi.

Kâinattaki varlıklardan biri olan insanı da yaratan Allah (cc)'dür. Yapılmış bir sanatın aslî mahiyetini en iyi bilen onun sanatkârıdır. İnsan yapılmış, yaratılmış bir sanattır, sanatkâr değildir. Her ne kadar bir şeyler yapıyor ve inkâr edilmeyecek bir «sanatkâr» tarafı var ise de bizzat kendisinin sanatkârı değildir.

Yaptığı şeyler de kendi sanatkârı tarafından bağışlanmış bir mevhibedir. Yani insan yaratıcısına medyundur. «insan her şeyin ölçüsüdür» diyenler, eserden müessire gidemeyen akılsızlardır. Bilgi, iman olmayınca zavallı ve mahcup kalmaya ve her an yanılmaya mahkûmdurlar...

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları