KAN DAVASI- 1

İntikam; Engellenme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen şiddetli kızgınlık duygusu; gazap, hiddettir. Kişi kendisine yapılan kadar, başkasına karşı yapılandan da incinebilir ve bundan dolayı öfkelenebilir.
Öfke, ahlâkî eksikliklerdendir. İnsanda varolan gazap kuvvetinin ifrat derecesi olan öfke, bir afettir. Öfke anında insan doğru düşünemez. Normal davranışlarda bulunamaz. Öfkeli olarak yapılan işler hep sonradan pişmanlık duyulan işlerdir.
Bunun için "Öfke ile kalkan zararla oturur" denilmiştir. Bir anlık öfke ile cinayet işleyenlere sık sık rastlanır. Öfke ev ve iş yerlerinde huzursuzluklara ve rahatsızlıklara sebep olur. İnsan, iradesini kullanarak öfkesini yenmeye, kendisini öfkelendirenleri bağışlamaya çalışmalıdır. Şu anlatacağım hikâye gerçek mi, değil mi artık ona siz karar verin…
Vedalaşmasının yedi gün sonrası Çarşamba, saat dokuz… Metris önünde mahşeri bir kalabalık… Mahkûm yakınları, meraklılar, gazeteciler… Kasım, sabahın erken saatinde gelmiş, diğer insanlar gibi heyecanla bekliyordu. Hapishane önü adeta bir bayram yeriydi.
Yakınlarının çıkmasını bekleyen mutlu yüzler… Bir çocuğun sesiyle irkildi kalabalık…
- İşte çıkıyorlaaar!
Herkesin bakışları cezaevinin kapısına yöneldi. Neşe içerisinde birer ikişer çıkmaya başladı özgürlüğüne kavuşan mahkûmlar… Her çıkan kapı önünde duruyor, dışarının havasını içine çekiyordu. Kasım çıkanlara dikkatle bakıyor, gözleri ağabeyini arıyordu.
Bir taraftan mahkûmlarını tanıyanların birbirleriyle kucaklaşmasını izliyordu. Kalabalık yüzünden kapı önündeki çıkanları pek göremiyordu. Daha yakınlarına gitmeliydi. Öyle de yaptı. İnsanların arasından sıkışarak kapıya doğru yaklaşmaya çalıştı.
Sonunda başarmıştı. Kapı önündeydi artık. Çıkanları rahatlıkla görebiliyordu. Bir anda bütün orada bulunan insanların başlarını o yöne çevirecek olan bir el silah sesi duyuldu. Kasım “Eyvah!” Dedi içinden. “Galiba kan davalısını bekleyen biri, birisini vurdu!”
Kasım haklıydı. Birisi vurulmuştu. Kalabalık bir çember oluşmuştu yerde yatanın çevresinde… O yöne koşuşan polisleri gördü. Bir kapıdan çıkanlara, bir o yana baktı, sonra kararını verdi. Çünkü kapıdan çıkanlar neredeyse bitmişti. Daha fazla düşünmeden o tarafa doğru yürüdü.
Kasım oluşturulan çemberin arasından baktığında karşısında onüç yaşlarında bir çocuğun elinde silahla beklediğini gördü. Çocuk görevini yapmanın gururu içinde dimdik duruyordu. “Vay be! Simitçi çocuğun yaşlarında bir şey!” Diye düşündü! “Şu işe bak! Birisi ekmek parası için, diğeri ise eli kanlı katil!”
Hikâyemiz kaldığı yerden devam edecek…
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları