Merkez bankası dezenflasyon sürecine destek verdi

Merkez bankası yönetimi yıllık enflasyondaki gidişata göre sıkılaştırılmış para politikaları uygulamalarıyla ilgili proaktif adımlar atmaktan çekinmeyeceğini son aldığı faiz indirim kararıyla bir kez daha göstermiş oldu. Bu kararlı duruş hem iç piyasalarda hem de dış merkezlerde Türkiye cumhuriyeti merkez bankasının bağımsızlığıyla ilgili tereddütleri ortadan kaldırdığı gibi yürütülmekte olan ekonomik programa olan güveni de teyit etmiş oldu. Ayrıca enflasyon ve kur tahminlerini günün şartlarına göre güncelleyerek kararlar alması ekonomik problemlere karşı ölü taklidi yapmayacağını gösteren kararlı bir duruşun işaretidir. Banka yönetimi ekonomik gidişata göre dezenflasyon sürecini olumsuz yönde etkileyecek problemlere anında müdahale etmekten de çekinmiyor. Bunun en bariz örnekleri döviz kurlarındaki istikralı sürece bağlı olarak genişleyen yabancı para kredi kullanımına getirilen sınırlamalar ve kur korumalı mevduat hesaplarının tasfiye sürecidir. Özellikle KKM'lerden çıkan paraların döviz mevduat hesaplarına yönelmesinin önüne geçmek finansal bir zekâ ürünüdür. Kurlardaki stabilizasyonun sürecini çağdaş bankacılık ilkeleri doğrultusunda yöneterek ülkemizi manipülatif kur ataklarının dışında tutmayı başarmıştır. Bu uygulamalar neticesinde net rezerve geçişle birlikte makro finansal istikrar sağlanmıştır. Merkez bankasının 250 baz puan faiz indirimini yeterli bulmasam da alınan bu karar uzun vadede fiyat istikrarını ve ekonomik büyümeyi destekler niteliktedir. Burada dikkat edilmesi gereken asıl mesele ekonomideki ısınma süreciyle birlikte genişleyen kredi mekanizmalarının hantal ve verimsiz alanlara yönelmesinin önüne geçilmelidir.