SİYONİST UŞAKLARI YOK OLUŞUNUZ YAKIN!
“BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR”
Konya Şeker’in Sırtındaki Yük, SOMA
Bakü’de Kurulan Tuzak
HARAM VE HELÂL HASSASİYETİNE SAHİP ŞUURLU MÜ’MİN OLMAK
Teröre gerçekte kimler karşı?
İNSAN EDER
Döviz, faiz ve enflasyon sarmalı birbirlerini besliyor
“Dünya’ya Önce Gelmek/Yaşlılık” Kazanım mıdır?
15 TEMMUZA NASIL GELDİK
Tarsus’ta Bir Nefeslik Yol Hikayesi
Elektrikli Otomobiller ve Gerçek Menzilleri
BASIN DİLİ
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
Suriye'nin güneyinde Süveyda'daki olaylar üzerine Dürzîlik gündemimize girdi.
Dürzilik inancı nedir? Dürziler kimlerdir? diye merak ediliyor.
Dürzîlik, 11. YY'ın başlarında, yaklaşık 1017'de İsmailî Şiîliği'nin bir kolu olarak ortaya çıkmış dini-toplumsal bir harekettir. Dürzîlik, Fatımî Halifesi Hâkim bi-Emrillah'ın (996-1021) döneminde şekillenmiştir.
Dürziler, Allah'ın Hâkim bi-Emrillah'ın şahsında göründüğüne, diğer bir ifadeyle Hâkim bi-Emrillah'ın Allah olduğuna inanırlar. Onların inanışına göre Hâkim bi-Emrillah ölmemiş, göğe çıkmış, gerektiğinde yeryüzüne inecek, iyileri mükâfatlandıracak, kötüleri cezalandıracaktır.
Dürzilerin, Allah'ın Hâkim bi-Emrillah'ın şahsında göründüğüne inanmaları tasavvuftaki hulul- ittisal ve vahdet-i vücut inancıyla benzerlikler gösterir.
Dürziliğin Mısır'da ortaya çıkması, Mısır Firavunlarının "tanrı-kral” inancından etkilenmiş ve esinlenmiş olabileceğini de akla getirmektedir.
Dürziliğin İslam inanç sistemi ile bağdaşmadığı açıkça ortadadır.
Tüm dünyada olduğu gibi İslam Coğrafyasında da çok çeşitli sapkın akımlar vardır. Ancak bu ayrılıklar, taraflar arasında düşmanlık sebebi olamaz.
Toplumsal ayrılıklara "Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” (Kafirun 6) "Dinde zorlama yoktur…” (Bakara 256) "Allah dileseydi onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.” (En'am 107) emir ve ilkeleri ile baktığımız zaman ortada sorun kalmaz.
Ancak günümüz dünyasına yön veren siyasi anlayış ve hâkim güçlerin böyle bir dertleri olmadığı gibi, aksine başta İslam Coğrafyası olmak üzere "toplumlardaki farklılıkları nasıl kaşıyabiliriz, birbirlerine nasıl düşürebiliriz, bu kargaşadan nasıl bir ekonomik, siyasi çıkar elde edebiliriz?” derdindedirler.
Bu amaçlarına ulaşabilmek için 1789 Fransız İhtilali ile kavmiyetçiliği körüklediler. Her ulusun kendi devletini kurması gerektiği fikrini yaydılar. Toplumlarda var olan ırkçılık duygularını yayarak karşılarında güçlü ve büyük devletler yerine küçük ve zayıf devletler oluşturdular. Osmanlıyı da böyle parçaladılar.
Halen bu emellerinden vazgeçmiş değiller. Irk ve mezhep ayrılıklarını körükleyerek yeni küçük devletçikler oluşturma çabalarına devam ediyorlar.
Ne yazık ki; toplumumuzda da Türk, Kürt, Arap kardeşliğine karşı çıkanlar, günümüz dünyasına yön veren siyasi anlayış ve hâkim güçlerin değirmenine bilerek veya bilmeyerek su taşıyanlar var.
Hal bu ki; Peygamberimiz (SAS)'in buyurduğu gibi "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır”
En karışık etnik ve mezhepsel yapıların olduğu ABD'de karışıklık yaşanmazken, karışıklıkların neden hep İslam Coğrafyasında yaşandığı sorusunu kendimize sormak ve üzerinde derin derin düşünmek lazım.
Ayrılıkları körükleyen dış etkenler olmasa farklı inanç gruplarının bir arada ve barış içinde yaşaması mümkündür.
Osmanlı uyguladığı sistemle yüzyıllar boyunca farklı inanç gruplarını bir arada ve barış içinde yaşatmayı başarmıştır. Osmanlıdan sonra İslam Coğrafyası bir daha huzur yüzü görememiştir.
İnsanlığın siyasi ve sosyolojik anlamda Osmanlının bunu nasıl başardığını araştırmaya ve uygulamaya koymaya ihtiyacı vardır…
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: “PEYNİR BÜYÜK YOL KISA?!”
DEVLET, ASLA CHP’YE TESLİM EDİLEMEZ
ZEHİRLİ MANTAR: LEMAN DERGİSİ
İSRAİL-İRAN SAVAŞI, ÇIKARILACAK DERSLER VE ÖNERİLER
İSTERSEN SULHU SALAH, HAZIR OL CENGE!
MADLEEN GEMİSİ
RUSYA’NIN “PEARL HARBOR”U
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ’NİN YÜZ KARASI: 27 MAYIS
İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR
PKK NEDEN SİLAH BIRAKTI?