DOLAR
42,53
EURO
49,37
STERLİN
56,30
GRAM
5.836,45
ÇEYREK
9.598,46
YARIM ALTIN
19.130,72
CUMHURİYET ALTINI
38.082,21
Alaettin EKİZER
Alaettin EKİZER
alaettinekizer@yenikonya.com.tr
02 Aralık 2025 Salı günü yayınlandı

AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ

 

2025 aile yılı ilan edilmişti. Bir ay sonra aile yılı bitiyor.

Aile yılı bitmeden aile bitti bile…

Cumhurbaşkanımız da bunun farkında ki şöyle şikâyet ediyor: "Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine şiddeti teşvik eden, meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir rol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına ve RTÜK'e sorumluluk düşmektedir.”

Sayın Cumhurbaşkanım; şikâyet etmek, elinde yetki olmayanların işi. Yetkililerin görevi şikâyetçi oldukları aksaklıkları, eksiklikleri düzetmek ve gerekli tedbirleri almaktır.

Toplumu şiddete özendiren, gayri ahlaki ilişkileri konu alan senaryoya, filme izin vermez, aykırı davrananlara ağır cezalar verir, ekranını geçici veya devamlı kapatırsın olur biter.

Görevini yapmayan yetkilileri de alırsın görevden. RTÜK mevzuatı bunlara müsait. 

Diziler aileyi özellikle gençleri çok olumsuz etkiliyor.

Tabancanın olmadığı, şiddet sahnesinin yaşanmadığı hemen hiçbir dizi yok.

Ahlaksızlık diz boyu. Kim, kiminle ilişkiye girmiş, kim kime ihanet etmiş, kimin eli kimin cebinde belli değil. Doğan çocukların kimden olduğu ancak DNA testleri ile belli oluyor.

Seyirci de gayri meşru ilişki ürünü çocuğun kimden olduğunu bir hafta merakla bekliyor.

Bu gayri ahlaki ilişkilerin normal olduğu mesajı veriliyor topluma.

Toplumun, özellikle gençlerin bundan etkilenmemesi mümkün mü? Elbet mümkün değil.

Lise öğrencilerinin aralarında yaşadığı aşklar (!) konu ediliyor. Sevgilisi olmayan yok.

Doğrudan söylenmese de "lise çağına gelmiş bir gencin sevgilisinin olmaması anormal bir durum, bir eksikliktir” mesajı veriliyor.

O çağdaki gençlerimizin bundan etkilenmemesi, her birinin kendinde eksiklik hissetmemesi ve bir sevgiliye ihtiyaç duymaması düşünülebilir mi?

Evlilik öncesi ilişkilerin teşvik edilmesi, bu toplumun temeline konmuş bir dinamittir.

Kısa yoldan iş ve meslek edindirme kapılarının açılmaması, herkesin üniversite bitirme ve kariyer yapma hayali geç evliliklere, bu da doğurganlık oranlarının düşmesine neden olmaktadır.

"Daha evlenmeye ve aile sorumluluğu almaya hazır değilim” ve benzeri sloganlar masum gibi görünse de, fıtratın doğal sonucu olan ihtiyaçlar devam ettiğine göre; geç evlilikler ister istemez flörte ve zinaya kapı aralamaktadır.

Dini hassasiyetin azaldığı, evlenmenin zorlaştığı bir ortamda, gayri meşru ilişkiler kolaylaşır, normalleşir ve zina yaygınlaşır.

Aile Bakanlığı kurmakla, aile yılı ilan etmekle, hatta evliliği teşvik edecek maddi yardımlar yapmakla aile kurtarılamaz.

Bizim bir yetkimiz yok. Ancak bir kalemimiz, iki kelamımız var.

Kalemimizi de kelamımızı da dilimizin döndüğünce işletmeye çalışıyoruz.

Kelam bizden, tedbir yetkililerden, tesir ve netice Allah'tan…


Yazarın Diğer Yazıları