CAMİLERİMİZ VE İMAMLARIMIZ HAYATI KUCAKLAMALI

Müslüman bir ülkede yaşadığımız, semalarımızda şanlı bayrağımız dalgalandığı, ezan sesleri yankılandığı ve rahatça ibadet yaptığımız camilerimiz olduğu için ne kadar şükretsek azdır.

Ama ne yazık ki; namazdan namaza açılan camilerimiz çok atıl kullanılmaktadır. İmamlarımız da kendilerini sadece namaz kıldırmakla görevli memurlar olarak görmektedirler.

Camilerimizin daha fonksiyonel kullanılması, imamlarımızın imam (en önde olan, önder, lider) olmanın anlamına uygun vazifeler yapabilmesi için alınması gerekli tedbirler ve önerilerimi sunmak istiyorum.

1-Camilerimiz sabah namazı ile açılıp, yatsıdan bir saat sonra kapanmalıdır. İmamlarımız namazı kıldırdıktan sonra camiyi terk etmemeli, hasta ziyareti, yoksulların ihtiyaçlarının tespiti, ihtiyaçlarının zenginler eliyle giderilmesi gibi faaliyetlerle mahallenin ve mahallelinin hizmetinde olmalıdır.

Diğer bir ifadeyle imam mahallenin ve mahallelinin dertleriyle, sıkıntılarıyla hem hal olmalı, İslam'ı sadece vaaz ve nasihatlerle değil, yaptığı fedakârlıklarla ve fiilleriyle sevdirmelidir.

2-İmam, mahalle halkından Kur'an okumasını bilmeyenleri, dini bilgisi eksik olanları tespit etmeli, bu eksiklerini gidermek için kurslar düzenlemeli, tefsir, hadis dersleri vermelidir.

3-İmamlar camiyi mahallenin sosyal faaliyet merkezi yapmalı, çocukların ve gençlerin ilgi duyduğu alanları tespit etmeli, onlara önderlik ve ağabeylik yapmalı, spor ve sosyal faaliyetlerle eğitilmelerini sağlamalıdır.

4-İmamlar, mahallede üst sınıfta olan öğrencilerin, alt sınıflardaki kardeşlerinin derslerine yardımcı olmaları için bir planlama ve organizasyon yapmalıdır.

5-Camilerimizde küçük tadilatlarla, banyo, aş evi, yatakhane, kütüphane, dershane gibi bölümler yapılmalıdır. Evsiz, yoksul, düşkün insanların camilerdeki bu imkânlardan faydalanması sağlanmalıdır.

6-İmam, mahalle muhtarlarıyla yakın bir çalışma arkadaşı gibi iç içe olmalıdır. İmam, müftülük, belediye ve diğer resmi dairelerle barışık olmalı, mahallenin ve mahallelinin ihtiyaçlarını, dert ve sıkıntılarını gidermek için çaba göstermelidir.

7-Camilerimiz mahallelinin söz ve nişan törenlerine, kooperatif ve apartman yönetim toplantılarına, tahsis edilmeli, buradan elde edilecek gelirlerle caminin ihtiyaçları karşılanmalıdır.

8-İmam, muhtarla beraber mahalleliyi istişare toplantılarına çağırmalı, mahalleliyi birbirleriyle tanıştırmalı, kaynaştırmalı, toplumsal barışa katkıda bulunmalıdır.

9-Camiler, deprem v.d. doğal afetlerde, harpte, kimyasal ve nükleer saldırıda sığınak ve toplanma merkezi olarak düzenlenmeli, her imam ve muhtar sivil savunma eğitimi verecek şekilde yetiştirilmelidir.

10-Diyanet İşleri Başkanlığı tüm imamların anlayış ve kişisel gelişimlerini sağlamak için hizmet içi eğitim kursları açmalıdır. Kısacası camilerimiz ve imamlarımız hayatı kucaklamalıdır.

Daha çok şey söylenebilir. Önerilerimden katıldığınız ya da katılmadığınız olabilir. Ya da teklifleriniz olabilir. Lütfen mesaj ve yorumlarınızla katkılarınızı bekliyorum.

Bir Hristiyan İstanbul'da bir ezan dinlemiş. Mest olmuş. Kalbi İslam'a ısınmış. Arkasından bir başka ezan başlamış ki; ne ses, ne makam. "Öbür ezan devam etse az kalsın Müslüman olacaktım” demiş ya!

İmamlarımızın çoğu makam bilmiyor. Yıllarca vazife yapıyor. Öğrenme gereği de duymuyor.

İmam kardeşlerim! Siz İslam'ı temsil ediyorsunuz.

Görev alanınızla ilgili elbet sorguya çekileceksiniz…

Ne olur? Biraz gayret!


Yazarın Diğer Yazıları