HZ. MEVLANA’NIN İSTİSMAR EDİLMESİ

Konya'mızda Hz. Mevlana'nın vuslatının 750. Yıldönümü etkinlikleri gerçekleştirildi. Ancak ne var ki gerek etkinlikler sırasında gerekse etkinlik süreçlerinin haricinde gözlemlediğimiz bir gerçek var. O da Mevlana hazretlerinin görüş ve düşüncelerinin bir takım gruplar tarafından istismar edildiği gerçeğidir. Bildiğimiz kesin bir gerçek var ki Mevlana Hazretleri bir İslam düşünce ve kanaat önderidir. Bu tartışılmaz bir gerçektir. Dolaysıyla onu anlamaya çalışmak, ona yakınlaşmak onun eserlerini okumak bizim takvamızı, ihlasımızı güçlendirmesi gerekir. İbadetlerimize kalite ve güzellikler katması gerekir. Onunla olan her mesaimiz aynı zamanda bizim İslam ahlakımıza daha çok anlam ve değer katması gerekir. Ancak ne var ki sahada gördüğümüz bir takım gerçekler tam bunun aksi istikameti görüntüler taşımaktadır. Ne idüğü belirsiz grupların kendi kafalarına göre yapmış oldukları zikirler, rakslar tamamen Mevleviliğin ruhundan ve özünden kopuk kendince mistik kimlik taşıyan anacak İslam'la zerre alakası olmayan bir görüntü arzetmektedir.

Söz konusu bu görüntülerin kesinlikle tesadüf olmadığı kanaatindeyim. Bir zamanlar FETÖ terör örgütlenmesi aracılığıyla ülkemizde gerçekleştirilmeye çalışılan sevgi, hoşgörü kavramları çerçevesinde kuralsız ve ilkesiz İslam anlayışının bugünlerde Mevlevilik üzerinden hortlatılmaya çalışıldığını gözlemliyoruz. İslam, namaz, oruç, bunlar hikâye önemli olmak sevmek ve sevilmek sloganı üzerinden hümanistik sapkın bir anlayışa kapı aralanmak istenmektedir. İster eşcinsel ol, ister alkolik ol, istersen başka inançlara mensup bir putperest kimlik de taşıyabilirsin bunların hiçbir önemi yok sen yeter ki kalbini temiz tut ve sevmeyi başar yeter bu kapı sana her zaman açıktır anlayışı üzerinden bir İslam algısı yönetilmeye çalışılmaktadır. Amaç İslam'ı sulandırmak, amaç İslam'ın yasakladığı her türlü haram davranışlara meşruiyet kazandırmaktır. Amaç toplumsal yozlaşma ve kirlenme karşısında hiçbir tepkisel tavır geliştirmeyen söz konusu haramların alenen işlendiği ortamlarda tüm bunları hoş görü kalıbı içerisinde hazmeden Müslüman tipini inşa etmektir. Ancak en temel amaç İslam'ı her türlü yaptırım gücünden arındırarak protestan bir kimliğe büründürmektir. Yani haram – helalleri olmayan, ibadetler bulunamayan, her türlü ahlaksızlık karşısında sessiz kalan bir İslam algısını hâkim kılmaktır.

 

Bir de buna sünnet düğünlerinde, turistik beş yıldızlı otel etkinliklerinde, alkollü ortamlarda sema gösterisi etkinliklerinin düzenlenmesini işin içine katarsak durumun vahameti daha da büyüdüğünü anlarız. Mevlana Hazretleri ve Mevlevilik anlayışı bizim İslam kültür ve medeniyetini dünyaya tanıtmamıza vesile olacak son derece güzel bir kazanım olması gerekirken tam tersine pek çok sapkın anlayışın İslam coğrafyasına nüfuz etmesine vesile olmaktadır. Çünkü biz Mevlana Hazretlerini ve onun düşüncelerini dünyaya İslam medeniyetini tanıtmak için değil daha çok turist çekerek bu vesileyle turizm gelirlerimizi artıra bileceğimiz mistik, otantik bir kültür etkinliği gözüyle bakmaktayız.

 

Mevlana'ya ait olmayan sözleri kullanılarak ‘Diyalog' ve ‘Hoşgörü' adı altında; Şeriatsız bir Müslümanlık, İslam'sız bir tasavvuf için çalışılıyor. Mevlana'nın arkasına gizlenen bu çevreler, yeri geliyor kilisede sema gösterisi düzenliyorlar, yeri geliyor içkili tanıtımlarla Mevlana'yı bir araya getiriyorlar. Son yıllarda Mevlana adının geçtiği her programda ne yazık ki ayrı bir istismar örneği yaşanıyor. Adeta istismar kutsanıyor. Son olarak George Mason Üniversitesi'nde organize edilen ‘Diyalog ve Dostluk Yemeği'nde yine Mevlana istismarı vardı. Mevlana hazretleri "Ilımlı İslam”, "Diyalog” ve "Hümanizm” gibi, emperyalist projelerin bir parçası haline getirilmek isteniyor. Artık çirkin istismarı bırakın.

 

Hümanizm adı altında şeriatsız bir Müslümanlık İslamsız bir tasavvuf isteniyor. Batı İslam dünyasını askeri olarak işgal ederek, ekonomik olarak sömürüyor. İslam dünyasında haklı bir direniş var. Bu direnişi kırmak İslam'ı ve Müslümanları pasfize etmek için bu tip girişimlere başvuruyorlar. Oluşturulan Mevlana imajına göre, Mevlana'nın şeriatla bir ilgisi yoktur, hümanisttir, herkesi sever; inanmış-inanmamış farkı gözetmez. Dolayısıyla Müslüman, Hristiyan, Yahudi, ateist, kim olursa olsun herkese kapısını açmış biridir. Bu Mevlana imgesi ne Mevlana'nın kendisiyle ne İslam'la ne de İslam tasavvufuyla bir alakası var. "Amaçlanan

 

Siyonist Yahudi düşünce sistemi yeryüzünde bu kadar masum kanı akıtırken neden küresel aklın sahipleri onlardan rahatsız değildir? Neden sadece İslam'a müdahale etme gereği duymaktadır?

Çünkü İslam onların yeryüzünde gerçekleştirmeye çalıştıkları büyük sömürü düzeninin önündeki en büyük engeldir de ondan.

Çünkü İslam bugün kuşatılmış insan ve insan vicdanının özgürleştirilmesinin tek yöntemidir de ondan.

Çünkü her gün daha çok kapitalist sömürgeci anlayışın kendi önerdikleri yaşam modelleri ve algı operasyonları vasıtasıyla örselenmiş, dejenere edilmiş insan varlığının yeniden yaratılış ayarlarına kavuşmasının tek ve en etkili vasıtası İslam'dır da ondan.


Yazarın Diğer Yazıları