KANLI AVRUPA TARİHİ

Bugünlerde sosyal medya ağları üzerinden ülkemiz gençliğinin Avrupa'da yaşamak için özlem duyduğuna ilişkin haberler paylaşıldığına tanık oluyoruz. Birileri bu ülkede işlerin hiç yolunda gitmediği, insanların, özgür ve mutlu olma imkânı bulamadığı algısını canlandırmak adına sürekli bu tarz bilgileri sistematik şekilde paylaştığına tanık oluyoruz. Amaç yeni neslin devletle ve toplumsal değerler dünyamızın kazanımlarıyla gençliğin düşünce dünyası arasında duvarlar örmek olduğu çok açık.

bu algı operasyonlarıyla yemlenebiliyor olmasının bir diğer nedeni de ülkemizin son 100 yıldır batılılaşma politikaları olduğunu görmek gerekiyor. Çünkü çocukluğumuzdan itibaren gerek filmler, gerek, reklamlar, gerekse modern, çağdaş batı medeniyeti tanımlamaları ülkemiz insanın zihninde Avrupa'yı adeta bir hayaller diyarına dönüştürmüş durumda. Böyle bir ortamda gençliğimizin, "hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız Avrupa'ya kapağı atmak için her fırsatı değerlendirmeye bakın” söylemine kanmalarını yadırgamamak gerekir.

İşte tam bu algı operasyonları esnasında Avrupa'nın Rusya – saldırılarından kaçan Ukraynalı göçmenlere karşı uyguladığı faşist ve ikircikli yaklaşıma tanık olduk. Bizde bu bağlamda Avrupa medeniyetinin tarihinde gizli olan ancak bizim gençliğimize anlatılmayan kanlı ve faşist yüzünü teşhir etmeye karar verdik.

İngilizler, 16. yüzyılda denizaşırı sömürgeye ve köle ticaretine başladı. 1783'e gelindiğinde Britanya, Amerika ve Batı Hint adalarındaki sömürgelerle büyük bir imparatorluğa dönüştü.

Bu ilk imparatorluk, ABD'nin doğuşunu sağlayan Amerikan Devrimi'yle sona erse de İngilizler, 19. yüzyılda Hindistan ve Afrika'da işgalleriyle yeni bir imparatorluk kurdu. 1922'de gücünün zirvesine ulaştığında Britanya İmparatorluğu, dünya nüfusunun 5'te 1'ini ve dünya toplam alanının ise 4'te 1'ini yönetiyordu.

Yaklaşık 500 yıl süren sömürgecilik dönemi; köle ticareti, kölelerin sömürgelerde kullanılması, katliamlar, kıtlıklar ve toplama kamplarındaki zulümlerle dolu. 16. yüzyıldan 1807'ye kadar olan dönemde yaklaşık 12,5 milyon insanın Afrika'dan Amerika ve Karayiplere köle olarak taşındığı tahmin ediliyor.

İngiltere'nin kölecilik tarihinde, 17. ve 18. yüzyıllarda köle ticareti ya da köleler tarafından üretilen ürünlerin satışıyla hem İngiltere hem de binlerce İngiliz ailesi zenginleşti. "İnsan" olarak görülmeyip, "mal" olarak alınıp satılan köleler, sahipleri tarafından sık sık "cezalandırılıyor", hatta öldürülüyordu.

  1. Amritsar kentinde 13 Nisan 1919'da, İngiliz sömürge yönetimine karşı yapılan barışçıl gösteriler, katliamla bastırıldı. İngiliz yetkililerin emriyle askerler, mühimmat bitene kadar ateş etmeye devam etti ve sadece 10 dakikada yaklaşık 1000 protestocu öldürüldü. Tarihe "Amritsar Katliamı" olarak geçen katliam emrini veren Brigadier Dyer, İngiliz halkının kendisine bir teşekkürü olarak parayla ödüllendirildi.
  2. Cyril Radcliffe 1947'de, Hindistan ile yeni oluşturulan Pakistan arasındaki sınırı, bir öğle yemeği sırasında çizdi. Onun kısa zamanını alan çizime göre, 10 milyondan fazla insan evinden oldu ve yaşanan şiddet olaylarında 1 milyon kadar insan öldürüldü.
  3. sömürgesi altındaki Kenya'da bağımsızlık amacıyla başlatılan Mau Mau İsyanı (1951-1960) sırasında, İngiliz kuvvetleri 1950'li yıllarda Kenya'da Mau Mau ayaklanmasını bastırırken, 310 bin insanı toplama kamplarına kapattı, 1 milyondan fazla insanı da çevrilen köylerde tuttu. Olaylar sırasında 100 bin insan canavarca yöntemlerle öldürüldü veya açlıktan öldü, binlerce insan da askerlerce idam edildi. Tutuklulara, hadım etmekten göz ve kulak oymaya kadar vahşice işkenceler yapıldı.
  4. İmparatorluğu döneminde, Hindistan'dan milyonlarca ton buğday İngiltere'ye ihraç edildiği için 12 - 29 milyon arasında Hint açlıktan öldü. En son 1943'te dönemin Başbakanı Winston Churchill, İngiliz askerlerine ve Yunanistan gibi ülkelere Hintlerin ürünlerini gönderirken, 4 milyon kadar Bengalli açlıktan hayatını yitirdi.
  • Dünya Savaşı'nda: 16 – 19 Milyon insan öldü.
  • Dünya Savaşı'nda: 50 Milyon İnsan öldü.
  • Amerika Kıtasında 100. Milyon Kızılderili öldürüldü.

Benim size örneğini verdiğim sömürü ve katliamlar Avrupa'nın en medeni ve demokratik milleti olarak tanımlanan İngilizlere ait. İngilizler böyleyse diğerlerini varın siz hesaplayın.

Bu vesileyle tüm gençlerimize son mesajım, lütfen ülkenizin ve bağımsız toplum kimliğimizin kıymetini bilin ve sahip çıkın. Bir de lütfen biraz okuyarak kendinizi geliştirin. Eğer kendinize emek vermezseniz sizin bilgisizliğiniz üzerinden pirim yapmak isteyecek çok açıkgözle karşılaşmanız kaçınılmazdır.


Yazarın Diğer Yazıları