“Canlı Yayında Konuşur Gibi” Konuşabilmek
Şivlilik bir dünya markası haline getirilebilir.
KÜRESEL GÜÇLERİN ELİNDEKİ SİHİRLİ GÜÇ, BİLİM
Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
"Geçmişte denediniz olmadı neden tekrar deniyorsunuz?”
Bu soru şimdilerde sık sorulur oldu.
Soruya bakınca mantıken doğru gibi görünüyor.
Çözüm süreci kastediliyor.
Yalnız, niyet iyiyse bile feraset eksikliği var soruda ve devlet aklıyla alay ediyorlar, akıllarınca…
Çözüm sürecinde niyet apaçık belliydi.
"Analar ağlamasın, genç fidanlar can vermesin.”
Çözüm sürecini akamete uğratan girişim de belliydi.
Devletin iyi niyetini suistimal ettiler.
PKK zaten bir aparat bunu bilmeyen yok, ne emredilirse onu yapar.
Hatırlayın çözüm süreci şu yazıyla son buldu:
"14 Temmuz 2015 günü, Bese Hozat'ın, Özgür Gündem gazetesine yayınlanan, "Yeni Süreç: Devrimci Halk Savaşıdır” başlıklı yazısında yer aldı. Yazıda, "devrimci halk savaşı ve serhildan (isyan)” çağrısı yapıldı.”
PKK bu yazıyla kendisine verilen görevi yerine getiriyor, devlete kafa tutmaya devam ediyordu.
O zamanlar devleti suçlayanlar, bilerek veya bilmeyerek çözüm sürecini akamete uğratmak isteyenlerle aynı düşünceyi paylaşıyorlardı.
Tuhaftır ki bir taraf vatanını sevdiği için çözüm sürecine karşıydı diğer taraf da Türkiye düşmanı olduğu için…
Bu benzerliği iyi analiz etmek gerekiyor.
Yazının başında sorulan soruya dönecek olursak…
Geçmişte çözüm bir kez denendi ve sabote edildi.
Asıl denenen başka bir şey var yıllardır.
Bakın:
"15 Ağustos 1984 akşamı Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdiği, bir askerin şehit düştüğü, 9 asker ve 3 sivilin yaralandığı ilk saldırıların üzerinden 40 yıl geçti.” (AA)
Bu haber metnine dikkatinizi çekmek istiyorum.
40 yıldır bu ülkede her gün denenen şeydir terör. Anaları ağlatan, genç insanları toprağa veren terör.
Terörle mücadele de kırk yıldır aynıdır.
Şimdi kıt aklıyla devlet aklını ti'ye alan kerli ferli adamlar yine düşmanla aynı şarkıyı terennüm etmeye çalışıyor.
Düşman önden bağırıyor bunlar arkadan bağırıyor.
Hem kendileri PKK uzantısı partiyle ittifak yapıyor hem o parti ile görüşme yapan Bahçeli'ye ağza alınmayacak hakaretler yağdırıyorlar.
İttifak yaparken aklın neredeydi? diyemiyoruz.
Öyle pişkinler ki, kendilerini okuyan kitleyi aptal gördüklerinden her türlü çelişkiyi rahatlıkla yutturuyorlar.
Bir de milliyetçi olduğunu iddia edip devlete karşı çıkanlar ve devlete akıl verenler var.
Hay aklınızla bin yaşayın da devletin aklına karışmayın e mi?
Merak etme, sen felaha eresin, analar ağlamasın, evlatların genç yaşta şehit olmasın diye devlet gövdesini taşın altına koyuyor.
Kaldı ki bu süreç çözüm süreci değil, terörü tasfiye süreci…
Bunu şimdi anlamanı beklemiyoruz.
Bunu, PKK silah bırakınca, Suriye, kendi halkının tamamının seçeceği yönetimle idare edilmeye başlayınca, en uzun sınırımızdaki terör belası ortadan kalkınca anlayacaksın.
Bizim derdimiz, iş işten geçmeden önce anlaman.
Taziye: Zamansız dünyaya geldiğini düşünen, ezilmiş, itilmiş, ötekileştirilmiş insanların sesi olan Ferdi Tayfur'a Allah'tan rahmet diliyorum.
Seküler kesimin çatallı dili
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
Milletin Sinirini Bozmayın!
İddia ediyorum boş iddianame!
Aileyi madde planında kurtarırken
Torpil iyi işlere gölge düşürüyor
Mülakat sistemi değişiyor mu?
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi