Dil Giderse Hafıza Susar…
YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
Faiz dışı fazla vermeye daha fazla odaklanmalıyız
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
DÜNYA İMTİHAN YERİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
SANDWİCH -EKMEK ARASI
Ağaların Arasında Bir Maraba
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Belediyelerde işler öyle çığırından çıktı ki...
Önceden seçimlerde iyi iş yapana, çalışana, proje geliştirene, halkın dilinden anlayana ve insana direkt dokunana oy verilirdi.
Seçim afişlerinde genelde garibanlarla ilgilenen adayların resimleri olurdu.
Her ne kadar ikinci seçimde "sana oy veren ellerimiz kırılsın” bedduası alsalar da adaylar bu tür afişlerle yeniden gündeme gelirlerdi.
Hizmet etmeyen oy alamazdı.
Hizmet etmediği halde ülkeyi perişan edenler olmadı mı? Elbette oldu.
Onlar alternatif olarak çıktılar karşımıza. Dayatıldılar yani.
Ehven-i şer kabul edildi.
O devir bitti.
Yaklaşık yirmi yıldır belediyeler insanımıza güzel hizmetler yaptı.
Şehirlerin alt yapı sorunlarına çözüm buldular.
Her ne kadar şehri imar ederken, ihya etmeyi beceremeseler de şehirleri beton yığını haline getirseler de şehirlerin kültürel yapısına katkıda bulunamasalar da yine de manen gelecek kaygısı olmayan insanlara kısmen de olsa konforlu bir hayat sundular, diyebiliriz.
Son zamanlarda milletimiz, resmen hizmete doymuş görüntüsü vermeye başladı.
Eskiden belediyelerde olan biteni millet bilmezdi.
Şimdilerde her kesimden insan var belediyelerde çalışan, sosyal medya da var.
İllâ köşe yazarlarının diline düşmeye gerek yok.
Kilit noktalarda çalışan birkaç insan belediyelerin tüm foyalarını ortaya dökebiliyor.
Hiçbir şeyin gizli kalamayacağını fark edemeyen başkanlar "nasılsa hizmet ediyoruz” diyerek kendi insanlarını da zengin etme derdine düştüler.
Ukalalık, kibir, burnundan kıl aldırmama gibi davranışlar da sergilenince milletimiz resmen "dur” dedi "çalışkan” belediyelere.
Dur dedi ama…
Attan inip eşeğe bindiğini de bilemedi.
Bunu daha önce de kaleme almıştım, tekrar edeyim...
Sanırım bundan sonraki seçimlerde başkan adayları kendilerini tanıtırken şu ifadelere yer verecekler…
"En iyi yalanı ben söylerim.
Yolsuzluk, hırsızlık bizim şiarımızdır.
Otobüslerin yandığına bakma; halk lokantalarında çorbadan ağzın yanmasın yeter.
Her türlü melaneti yaparım ama yargı bana dokunamaz, dokunursa mağdur olurum halk beni daha yukarı taşır.
Deniz benim değil mi kirletirim; su benim değil mi fahiş fiyata satarım.
Doğalgaz faturası dediğin nedir ki, sen hiç su faturası ödedin mi?
Kendi şehrime faydam olmadı bari başka şehirleri de karıştırayım.”
Bu ve buna benzer eşsiz söylemler belediye başkanlarının önünü açar.
Önceki seçimde açmıştı, gördünüz.
Otopark ücretlerine, su faturalarına isyan eden var mı? Herkes halinden memnun.
Yan gelip yatarak, yakınlarını zengin etmek isteyen varsa malum partiden siyasete girsin.
Öyle zırhları var ki…
Beri taraf mağdur ettiniz” diye destek veriyor, kendileri de "mağdur oldu” diye destek veriyor. Düşünsene devlete borcunu ödemiyor yine mağdur oluyorsun.
Çık işin içinden çıkabilirsen…
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri