DÜŞÜNCE ÜZERİNE
MAHKEME-İ KÜBRADA BERÂT ETMEK İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
GÜCÜN AYARTICI CAZİBESİ
Doların gücü Gazze’yi satın almaya yetmez
Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ALARM!!!!
Mikrofonla Ezan Okunurken Sağa/Sola Dönülür mü?
Alenen Rezalet!
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
Osmanlı’nın Diriliş Şehri:Bilecik
TARİHİ BULUŞMADAN NOTLAR
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Belediyelerde işler öyle çığırından çıktı ki...
Önceden seçimlerde iyi iş yapana, çalışana, proje geliştirene, halkın dilinden anlayana ve insana direkt dokunana oy verilirdi.
Seçim afişlerinde genelde garibanlarla ilgilenen adayların resimleri olurdu.
Her ne kadar ikinci seçimde "sana oy veren ellerimiz kırılsın” bedduası alsalar da adaylar bu tür afişlerle yeniden gündeme gelirlerdi.
Hizmet etmeyen oy alamazdı.
Hizmet etmediği halde ülkeyi perişan edenler olmadı mı? Elbette oldu.
Onlar alternatif olarak çıktılar karşımıza. Dayatıldılar yani.
Ehven-i şer kabul edildi.
O devir bitti.
Yaklaşık yirmi yıldır belediyeler insanımıza güzel hizmetler yaptı.
Şehirlerin alt yapı sorunlarına çözüm buldular.
Her ne kadar şehri imar ederken, ihya etmeyi beceremeseler de şehirleri beton yığını haline getirseler de şehirlerin kültürel yapısına katkıda bulunamasalar da yine de manen gelecek kaygısı olmayan insanlara kısmen de olsa konforlu bir hayat sundular, diyebiliriz.
Son zamanlarda milletimiz, resmen hizmete doymuş görüntüsü vermeye başladı.
Eskiden belediyelerde olan biteni millet bilmezdi.
Şimdilerde her kesimden insan var belediyelerde çalışan, sosyal medya da var.
İllâ köşe yazarlarının diline düşmeye gerek yok.
Kilit noktalarda çalışan birkaç insan belediyelerin tüm foyalarını ortaya dökebiliyor.
Hiçbir şeyin gizli kalamayacağını fark edemeyen başkanlar "nasılsa hizmet ediyoruz” diyerek kendi insanlarını da zengin etme derdine düştüler.
Ukalalık, kibir, burnundan kıl aldırmama gibi davranışlar da sergilenince milletimiz resmen "dur” dedi "çalışkan” belediyelere.
Dur dedi ama…
Attan inip eşeğe bindiğini de bilemedi.
Bunu daha önce de kaleme almıştım, tekrar edeyim...
Sanırım bundan sonraki seçimlerde başkan adayları kendilerini tanıtırken şu ifadelere yer verecekler…
"En iyi yalanı ben söylerim.
Yolsuzluk, hırsızlık bizim şiarımızdır.
Otobüslerin yandığına bakma; halk lokantalarında çorbadan ağzın yanmasın yeter.
Her türlü melaneti yaparım ama yargı bana dokunamaz, dokunursa mağdur olurum halk beni daha yukarı taşır.
Deniz benim değil mi kirletirim; su benim değil mi fahiş fiyata satarım.
Doğalgaz faturası dediğin nedir ki, sen hiç su faturası ödedin mi?
Kendi şehrime faydam olmadı bari başka şehirleri de karıştırayım.”
Bu ve buna benzer eşsiz söylemler belediye başkanlarının önünü açar.
Önceki seçimde açmıştı, gördünüz.
Otopark ücretlerine, su faturalarına isyan eden var mı? Herkes halinden memnun.
Yan gelip yatarak, yakınlarını zengin etmek isteyen varsa malum partiden siyasete girsin.
Öyle zırhları var ki…
Beri taraf mağdur ettiniz” diye destek veriyor, kendileri de "mağdur oldu” diye destek veriyor. Düşünsene devlete borcunu ödemiyor yine mağdur oluyorsun.
Çık işin içinden çıkabilirsen…
Eğitim de denetim de şart
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler