Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar bizim hayatımızı, bizim yaşam tarzımızı beğenmiyor.
Arabamızın modeli düşükse arkadaşlarının yanında arabamızdan söz edemiyor.
Evimiz biraz eskiyse veya eşyalarımız… Evimize arkadaşını davet edemiyor.
Tatilde köye gitse bunu arkadaşlarına anlatamıyor.
Bizler de öyleydik geçmişte.
Kara lastik ayakkabıyla okula giderken pantolonun paçalarını uzatır ayakkabımızın görünmesini engellemeye çalışırdık.
Babamız köylü kıyafetiyle okula gelse ondan utanırdık.
Eminim babamız da çocukken böyle davranırdı.
Binlerce yıl önce yazılan kitaplara bakıyoruz, o kitaplarda da zamanın gençleri eleştiriliyor.
Büyüklerle çocuklar ve gençler arasındaki uçurumdan söz ediliyor.
M.Ö 335 yılında Aristoteles ne demiş:
"Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Görgüsüz bir şekilde yemek yiyorlar. Büyüklerine, ana-babalarına karşı saygısızlar, onların sözlerini dinlemiyor hatta onlara karşı geliyorlar ve öğretmenlerini de kızdırıyorlar.”
Bu sözleri şimdi de söylersek hiç kimse yadırgamaz.
Bu sözler; bu sözleri söyleyenler için de zamanında söylenen sözlerdi.
Bir de (M.Ö. 8 yy) Hesiodos'a ait sözlere bakalım:
"Günümüz gençlerinin ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler hem sabırsız hem duyarsız hem de saygısızlar”
Kıyamete kadar böyle sürüp gidecek, anlaşılan bu…
Bize düşen gençlerin bu durumunu kabullenmek. Başka şansımız yok.
Hem kabullenmek hem de çağın da getirdiği olumsuzlukları göz ardı etmeden doğru teşhisler koyabilmek.
İyi birer gözlemci olmak, gençleri anlamak, gençlerin maruz kaldığı uyarıcıların farkında olmak.
O yaşlardaki gençlerin etraftaki insanlardan etkilenmelerinin tam zirvede olduğunu idrak etmek durumundayız.
Onlara sürekli tavsiyelerde bulunarak onları dairenin içinde tutacağımızı zannediyorsak yanılıyoruz.
Tavsiyede bulunacaksak da dozunda olmalı.
En önemlisi kendi hayatımıza çekidüzen vermek, bizim asıl kaybettiğimiz nokta belki de burası.
Bizler istediğimiz gibi bir hayat yaşıyor, gençlerden de bizim istediğimiz gibi hayat yaşamalarını bekliyoruz.
Öyle bir dünya yok.
Gençler büyüklere ne diyor biliyor musunuz?
"Ne diyorsun ne yapıyorsun?”
Yani "Sen, bana dediklerini önce kendin yap ki ben de senin izinden gideyim.” diyor.
Gençler başka ne diyor?
Benim idolüm;
Yalancı olamaz, haksızlık yapamaz, adaletsiz olamaz, saygısızlık edemez, cimrilik yapamaz, hangi makamda olursa olsun, nerede çalışırsa çalışsın sevilen bir insan olur.”
Bir de bu açıdan bakalım gençlerin gidişatına…
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi