Ne kadar kökü kokarsak o kadar iyi

Türkiye'de bir kesim var, bunlar kendilerine öyle güveniyorlar ki…

Ne diyorlar?

Bizden yalancı çıkmaz,

Bizden hırsız çıkmaz,

Bizden üçkağıtçı çıkmaz,

Bizden rüşvetçi çıkmaz,

Bizden kötü insan çıkmaz…

Tüm bu kötü hasletleri kendilerine layık görmüyorlar. İlla ki karşı tarafın maharetidir bu kötü özellikler diye düşünüyorlar.

Rüşvet haberleri ayyuka çıkıyor,

Yalancılıkları yeri göğü inletiyor,

Hırsızlıkta suçüstü yakalanıyorlar…

Sağır Sultan'ın bile duyduğu tüm bu kötülükleri bu kesim üstüne alınmıyor.

Kimisi duymamış gibi yapıyor,

Kimisi tevil etme yoluna gidiyor,

Kimisi iftira diyor,

Kimisi de "Sanki onlar hiç yapmıyor.” Diyor.

Bunların içinde hele bir kesim var ki, "Ne olmuş yani”ci. Şaşırtıyorlar.

Biraz da bizimkiler yesin, biraz da bizimkiler yalan söylesin diye işi pişkinliğe vuran da var.

Şu son zamanlarda bu kesimden kendilerini eleştiren, kendilerine iğne batıran, kendilerine "yok artık bu kadar da olmaz!” diyen duydunuz mu?

Duyamazsınız. Diyenlerin hemen kulağı çekilir onlar da hemen tükürdüklerini yalarlar.

Böylesine pişkin, vurdumduymaz, kendini ve haddini bilmez bir kitleyle birlikte yaşıyoruz.

Bunların bir başka özelliği de var ki akıllara zarar…

Suçüstü yakalandıklarında bile karşı tarafa başka bir suç atarak kendilerini unutturmaya çalışmak…

Evde yakalanan bir hırsızın evin namuslu kadınına iftira atması gibi aşağılık bir savunma mekanizması geliştirmişler, nasılsa bunlara inanacak bir kitle mevcut…

İnsanın havsalası almıyor.

Bu kadar algıyla, yalanla dolanla peynir gemisini yürütmeye çalışıyorlar.

Gemiyi karaya oturtan da suyumuzu kestiniz diye bağırıyor.

Kısaca;

"Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi.” Diyorlar…

Bunlar Can Yücel'i yanlış anlamışlar galiba…

Zira o meşhur şiirin sonunda;

"Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.” Dizesi de vardı…

Öte yandan bunlarla mücadele eden diğer kesimin de ayağından tutmayan yok.

Hem bunlarla mücadele ediyorlar,

Hem memleketin işlerini yapmaya çalışıyorlar,

Hem salgın döneminden sonra gelen ekonomik krizi yönetme derdindeler,

Hem Akdeniz'de var olma mücadelesi veriyorlar,

Hem kapımızdaki savaşı durdurmaya çalışıyorlar…

Bir yandan da kendinden gibi görünen siyasi münafıklarla mücadele ediyorlar.

Azgın bir ahtapot ülkemizi sarmış, tek bir kişi de elinde makasla ahtapotun kollarını kesmeye çalışıyor.

Kimisi de makası elinden nasıl alırım derdinde…

Yükümüz gerçekten ağır…

Yazarın Diğer Yazıları