Böyle çılgınlık görülmedi
AMAN BALIKLAR ÜRKMESİN, AMA…
Görgüsüzlüğün göstergeleri
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
AYASOFYA’DAN TÜM DÜNYAYA...
“Hayatın Masası”
GÖĞE BAKALIM
Konya raylarla geleceğe taşınacak
Stresten Nasıl Kurtuluruz?
Efsanelerin Yemişi
Göztepe’nin Hesaplarını Tunahan Bozdu
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Teknolojinin Bizden Aldıkları
Kripto para piyasaları bir oyun alanı değildir
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
İç sahada alınan net galibiyet
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Yeni Milli Eğitim Bakanımızın seminerler dönemi açılış konuşmasında birçok önemli konu vardı da benim takılı kaldığım bir cümle oldu:
Özetle; "Duşa girdiğimizde su ısınana kadar çeşmeden akıtılan suyu kovaya dolduralım da çiçeklere dökelim, diyen çocuklar yetiştirmeliyiz.” Cümlesi.
Bu bir değerdir.
Evrensel bir değer. Suyun ne denli önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Tıraş olurken, dişlerimizi fırçalarken akıttığımız suyun hesabını bizden gelecek nesiller soracak, Allah da…
Öyle bir eğitim sistemimiz olmalı ki, kimi boşa akıtılan suyu çiçeklere dökmek isteyecek kadar naif, kimisi de anında su ısıtacak şofbenler üretmeyi akıl edecek kadar bilgili…
Peki bu nesil okullarda verilen değerler eğitimi ile yetişir mi?
Her derste, her sınıfta öğretmenler canhıraş bir şekilde işi gücü bırakıp yalnızca değerler eğitimine öncelik verse böyle bir nesil yetişir mi?
Tabii ki hayır!
Önce şu sorunun cevabını arayalım:
Üniversite kazanmak için, değerli mi olmalı çocuklar, bilgili mi?
Herkesin ortak görüşü tabii ki hem değerli hem bilgili olmalı.
Hem değerli, hem bilgili olmalı dediğimiz zaman genel geçer bir cevap vermiş oluruz ve kesinlikle sonuç olarak sadece ‘bilgili olmalı'ya çıkar yolumuz.
Neden? Çünkü hiçbir sınav ölçütünde değerli insan seçilmez, bilgili insan seçilir de ondan.
Bakmayın Milli Eğitim müfredatında veya ders kitaplarında değerlerimizin ne denli önemli olduğundan dem vurulduğuna. Öğretmenlerimizin değerler eğitimine önem verdiğine de bakmayın. Okullarda değerler eğitimi adı altında yapılan çalışmalara da bakmayın.
Açıkça ifade edeyim ki;
Benim üniversitem olsa ve bilim adamı da yetiştirmeyeceksem;
Okuluma öğrenci almak için akademik sınav yapmam.
Tamam belirli bir oranda bilgiye önem vermemek saçmalık olur, belirli oranı geçtikten sonra sadece şuna dikkat ederim:
Liseyi bitiren genç ne kadar "değerli”?
Kul hakkı yiyor mu?
Ahlaki zaafları var mı?
Büyüklerine karşı ödevlerini yerine getiren, saygılı biri mi?
Devletine, vatanına, milletine sahip çıkıyor mu?
Temsil kabiliyeti ve liderlik vasfı var mı?
Çok kitap okuyor mu, okumak yetmez, okuduklarını, öğrendiklerini hayatına tatbik ediyor mu ve etrafını aydınlatıyor mu?
İyiliği emredip, kötülükten insanları alıkoyuyor mu?
Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapıyor mu?
Cimri mi, cömert mi, savurgan mı, tutumlu mu?
Yani kısaca evrensel değerlerimizle barışık mı?
Lafı uzatmaya gerek yok…
Üniversite girişinde değerler değil de akademik yani kuru bilgi ön planda olduğu sürece, değerli nesil yetiştirmek için amuda da kalksak netice alamayız, alamıyoruz da nitekim…
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız
Omurgasız şımarıklar
Sınavları kaldırma gücümüz yok mu?